Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

“ARKASI YARIN” ADLI ROMANINI OKUYABİLMEK İÇİN HUKUK SAVAŞI VERİLİYOR

27.04.2019
4.731
A+
A-
“ARKASI YARIN”  ADLI ROMANINI OKUYABİLMEK İÇİN HUKUK SAVAŞI VERİLİYOR
Print

Anayasanın 64. maddesine göre, devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Anayasada böyle yazar ama sansür devlet işi olarak zihinlere sindiğinden sanatı desteklemek hiç de yazıldığı gibi olmaz. Sanat desteklenmez, sansürlenir.” (Fikret İlgiz)

Ütopya Yayınlarından çıkan “Arkası Yarın – Bir Ayrılık Hikâyesi…” adlı romanım birçok hapishaneye hiçbir engele takılmadan, serbestçe girerken bazı hapishanelerin “Eğitim Komisyonları” tarafından yasaklandı. Bu yasağa da bazı mahkemeler onay verdi. Ben onlara “Okumaz – Yazmaz Eğitim komisyonları ve onlarla hemfikir olan hakimler, savcılar…” diyorum. Veya hayatlarında Kerime Nadir ile Kemalettin Tuğcu’nun romanları dışına çıkamamış insanlar. Bu iki yazarı küçümsediğim anlamına gelmesin yazdıklarım. Küçümsediğim bizden alınan vergilerle maaşları ödenen “yasak” koyucular.

Daha önce de başka kitaplarıma hapishanelerde keyfi yasaklar konulmuştu. Ben de basın açıklaması yapmıştım. Ama son olarak Sinan Bülbül adlı bir mahpusun, Maltepe hapishanesinde romanımı okuyabilmek için verdiği hukuk mücadelesini öğrendim. Ve tabi yine şaşırdım. Olay geçen yıl yaşanmış ama ben yeni haber aldım. İbretlik bir öykü. Önce hapishane idaresi, (halkın vergileriyle maaşları ödenen Kurum müdürü, 2. Kurum müdürü, iki üye öğretmen, bir psikolog ve bir de Sosyal çalışmacı. ) oy birliği ile kitabımın yasaklanmasına hükmetmiş. Sonra tutuklu bu karara itiraz etmiş. İstanbul Anadolu 1. İnfaz Hâkimliği hapishane idaresinin kararını doğru bulmuş. Bu kez tutuklu İstanbul – Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuş. Bu kez olumlu karar çıkmış. Bu mahkemedeki “okur – yazar” savcılar – hâkimler romanımın sakıncalı olmadığına ve Bülbül’e verilebileceğine hükmetmiş.

Sonuçta Sinan Bülbül aylar aylar süren mücadele sonucu davayı kazanmış, romanıma kavuşmuş. Bu gelişmeleri de belgeleriyle beraber bana yolladığı mektupta anlatmış.

Düşünebiliyor musunuz, ne kadar masraf yapılmış, kaç mahkeme bu konuyu görüşmüş, kâtipler kararları yazmış. Kararlar davayı açana yollanmış. Velhasıl Kültür Bakanlığı’ndan İSBN numarası alınan, kitapçılarda yasal satılan bir kitabı okumak için ne yollar kat edilmiş.

Oysa mevcut yasalar bile yasakçıların en hafif değimle “haksız” olduğunu söylüyor:

Mülga son fıkra 3/2/1994 – 94/5382K. “Kütüphaneye konulacak veya hükümlü ve tutuklularca getirilecek veya dışarıdan gönderilecek basılı eser ve yayınların mahkemelerce yurda sokulması veya dağıtılması yasaklanmamış olması koşuluyla kuruma sokulmasına idarece izin verilir.” 

Ve elbette ben – biz böyle duyarlı, kararlı okuyucularımız olduğu sürece, yasaklara, baskılara inat yazmaya, çizmeye, bestelemeye, yontmaya, oynamaya devam edeceğiz.

Son not: Aşağıda aylar süren mahkemeler sonucu hukuk mücadelesini kazanan Sinan Bülbül’ün mektubunu paylaşıyorum. Ekte sunduğum belgelerde de romanımı okumadan yasaklayan Hapishane “Eğitim Komisyonu” ile  İstanbul Anadolu 1.İnfaz Hakimliği’nin ve İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararları var.

Merhaba Adil Arkadaş;

            Öncelikle özlem dolu sevgi ve sayılarımı gönderiyorum. Her açıdan durumunuzun iyi olmasını diliyorum.

            Buralar şuan rüzgârlı, yağmurlu ve soğuk. Havalar değişiyor ha bire. Bu soğuk, rüzgârlı, yağmurlu havalarda odalarımızda demir ranzalarımıza sığınarak kitapların sayfalarına gömülerek ısınmaya çalışıyoruz. Öyle farklı bir hayat hikâyemiz duvarlar arasında olmasa da her şeye rağmen bir şeyler bulup yaratmaya çalışıyoruz. Okuyorum, volta atıyorum. Birlikte kaldığımız arkadaşlarla memleket ahvalleri üzerine sohbet ediyoruz. Başka da söylenecek bir laf yok. Zaten her şeyden bildiğimiz, tahmin ettiğimiz şekilde sürgit devam ediyor. (…)

            Arkası Yarın adlı Kitabını İstanbul –Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesine yaptığım itiraz üzerine almıştım. İlgili kararları benden istemiştin. Ben Maltepe 2 No’lu L Tipi Cezaevindeyken kararlar tebliğ edilmişti. Geçen günlerde dosyaya bakarken kitabına dair kararı gördüm. Yolluyorum.  (…)

            Bu mektupla birlikte kitabına ilişkin; Cezaevi, İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesinin ilgili kararlarını gönderiyorum.

Her şeye rağmen kendinize çok iyi bakmanızı diliyorum. Başarı dileklerimi sunarım. Buluşmak üzere, Esen kalın.

SİNAN BÜLBÜL 1 NLOLU L TİPİ CEZAEVİ C-14 MALTEPE –İSTANBUL

okayadil@hotmail.com

ETİKETLER: , ,
Adil Okay
Adil Okay Kimdir… 1957’de Antakya’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini doğduğu ilde, yüksek öğrenimini Adana’da yaptı. Politik nedenlerden, Adana ve Ankara cezaevlerinde yattı. 12 Eylül darbesinden sonra  illegal yollardan yurtdışına çıktı. 1981-1982 arasında bir süre Lübnan’da Filistin kamplarında kaldı. 1983’te Fransa’ya yerleşti.  1984’te, sonraları adı Yazın olarak değişen ‘Direniş’ adlı derginin yayınlanmasına katkı sundu. Sürgünde yaşadığı süre içinde, ‘Mültecinin Bunalımı adlı öykü ve ‘Yeşillerini Giyin de Gel başlıklı şiir kitapları yayınlandı. Fransa’da iki arkadaşıyla beraber, ‘Fransa Postası’ adlı aylık dergi yayınladı. Yirmi yıl sürgünden sonra, dosyalarda zaman aşımından yararlanıp Türkiye’ye dönebildi.   TÜRKİYE’YE DÖNDÜKTEN SONRA 1999’dan 2018’e kadar 16 yeni kitap çalışması oldu. Özgür Üniversite’nin ‘Kavram Sözlüğü’ çalışmasına iki madde (Barış ve Burjuvazi) yazarak katkı sundu. Çalışmalarıyla 15. Ömer Seyfettin Öykü Yarışması ile 6. Hasan Bayrı şiir yarışmasında ödüle layık görüldü. 2012 Yılında da ‘Mersin 68’liler Derneği’nin ‘Onur Ödülü’nü aldı. İstanbul, Mersin, Antakya ve Samandağ’da “Konuşan Fotoğraflar” ile “Şair Kapıları” adını verdiği fotoğraf çalışmalarını sergiledi. Çeşitli sergilerde küratörlük yaptı. Karma sergilerde yer aldı. Çeşitli panellerde, ulusal ve uluslar arası sempozyumlarda değişik konularda tebliğler sundu.   Okay’ın yazdığı kitaplardan: Hançerini Ay Işığına Çalan Adam’ (şiir) 1999’da, ‘Yirmi Beşinci Saat’ (şiir) 2006’da, ‘12 Eylül Ve Filistin Günlüğü’ (anı-belgesel) ile ‘Konuşan Fotoğraflar’ (fotoğraf) 2008’de, (40 kentte sahneye konan 2 perdelik politik – belgesel oyunu) Karanlığın İçinde Aydınlık Yüzler−Ölülerimiz Konuşuyor’ Ütopya Yayınevi tarafından 2010’da yayımlandı. 2011’de ‘Kadın Gibi Kadın −Haykırış’  ile “Tekel İşçisi Bir Kadının Uyanışı”  adlı oyunları sahnelendi. 2012 yılında Sokak tiyatrosu olarak sahnelenen “Cumartesi Anneleri” adlı oyunu, Emeğin Sanatı yayınlarınca ‘e-kitap’laştı. Yine 2012’de “Eylül Kokusu” adlı şiir kitabı Ütopya Yayınevi tarafından yayımlandı. 2013 yılında “Ben çıkana kadar büyüme e mi – Görüş Günlerinde Büyüyen Çocuklar” Nota Bene yayınlarından çıktı. Bu kitap TBMM’nde 4. Yargı paketi tartışmalarında referans oldu. 2015 Yılında “Şair Kapıları” (Fotoğraf – şiir), 2016’da “Hapishanelere Esinti Yollayalım” (İnceleme) Ütopya Yayınevi tarafından yayımlandı. “Arkası Yarın – Bir Ayrılık Hikâyesi” adlı romanı, yazarın 18. Kitabıdır.Okay’ın yazdığı Tiyatro oyunları, Türkiye’nin birçok yerinde sahnelenmeye devam ediyor. İletişim: okayadil@hotmail.com
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.