Açıkkara Dergisi 51. sayısı ile okurlarıyla buluştu

Sevgili Açıkkara dostları, Dergimizin 51. sayısı ile huzurlanızdayız. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı kutlar, keyifli okumalar dileriz.

Açıkkara mizah dergisinin 51. sayısı yayımlandı. İlk sayfasını Abdurrahim Karakoç’un, Anadolu şiirine ayıran dergi bu sayıda da dopdolu. Çok yorgun ve gerginsiniz, rahatlamak için ne yaparsınız? Aklınıza pek çok şey gelir, kendi kendinize uyguladığınız bazı yöntemler de vardır belki …Peki bunların arasında “kurabiye yapmak” var mı? Tacettin Şimşek “Kurabiye ile Terapi” isimli yazısında kurabiye yapmanın nasıl bir terapi aracına dönüştüğünü anlatıyor.

Halit Yıldırım, Küfeci İrfani’nin ağzından anlattığı hikâyelere “Demirgırat” ile devam ediyor. 1940’lı yıllar. Milletin tek parti döneminden illallah ettiği sıralar… Moskof Affan, jandarma komutanı Dursun Çavuş ile işbirliği yaparak muhalif kanattan Kocabıyık ile Sarı Mehmet’i hapse attırmaya kalkar. Konuşulanlara kulak misafiri olan İrfani de yok yere kendini nezarette bulur. Üçü birlikte mahkemeye çıkarılmak üzere kazaya götürülürken insaflı askerlerin yardımıyla firar ederler ve yolculuk hiç tahmin edilmeyecek bir yere, hiç beklemedikleri insanların yanına uzanır. Halkın Arapça ezana duyduğu hasreti Yıldırım’ın kaleminden yer yer tebessüm ederek yer yer hüzünlenerek okuyacaksınız.

Mehmet Pektaş, “Şaka Değilmiş” isimli mizahi öykü ile gündeme göndermeler yapıyor. Survivor’a yarışmacı olarak katılan Ersan, aylarca ülkesinden uzak kalır. Son konseyde elenip yurda dönünce beklemediği bir ilgi ile karşılanır. Ersan’ın aylar sonra kavuştuğu memleketinde yaşadıkları ise ağlanacak halimize güldürecek cinsten. Zamlanan ürünleri görünce ilk başta büyük şok yaşayan Ersan, daha sonra fiyat artışlarını ustaca kurgulanmış bir kamera şakası zanneder. Tüm uğraşlarına rağmen ne gizli kameraları bulabilir ne de şakacıları… Sonradan anlar ki “Şaka Değilmiş”

Halil Manuş, “Bir Hıyar Aranıyor” isimli yazısıyla Halit Yıldırım’ın mizahi bir şiirini ele alırken Mehmet Aluç, hayali hayranlarından aldığı mesajlara hiç üşenmeden hayali cevaplar veriyor. Salman Kapanoğlu, fıkra tadında anılarıyla okuyucuların yüzünde tebessüm uyandırmaya hazırlanıyor. Zekeriya Çakabey, “Niye Çıkmaz Bu Meret?” isimli öyküsüyle yol boyu lokanta işletmeciliği yıllarından yaşadığı komik bir anıyı anlatıyor. Lokantada işler tam tıkırında giderken nereden çıktığı belli olmayan eski ortak her şeyi berbat etmek üzeredir. İşletmecinin gayretleri eski ortağın pervasızlıklarını engellemeye yetecek mi? Cevabı öyküde.

Osman Gazi Turaç, Âşık Kemalî ile Âşık Recebî’yi kapıştırıyor. Bu âşıkları daha önce hiç duymadınız mı? Yoksa isimleri bir yerlerden tanıdık mı geldi? Devamı gelsin diye bekleyeceğiniz bu atışmayı keyifle okuyacaksınız. Kadir Köse, “İroni”, Nurgül Kaynar Yüce, “Emmoğlu”, M. Nihat Malkoç, “Neler Oldu”, Hacı Musa Tuncer, “Ehdiyarlıg Pruvası”,Erol Koca, “Yıllardan Sonra”, Haşim Kalender, “Kimin Oyunu”, Leyla Yıldırım (Leylican), “Muhtar Emmi”, Mehmet Baş, “Boyanamazsın” isimli şiirleriyle kültürel ve sosyal yozlaşmaya, kaybolan değerlere dikkat çekiyor.

Derginin aylık olarak mail adresinize gelmesini istiyorsanız acikkaradergi@gmail.com adresine bir mail atmanız yeterli. Ayrıca derginin tüm sayıları www.acikkara.com sitesinde erişime açık.