Yüzyıllardan beri düşünürlerin ve sanatçıların değişmeyen ve en büyük izleklerinden biri olan aşk konusudur. Günümüz şairleri de geçmişten gelen bu karşı konulmaz izleği içeren yapıtlar üretiyorlar.
Yedi erkek, üç kadın toplam yaşayan on şairimizin bir şiir kitabında yer alan aşk izleğini irdeliyoruz. Edebiyatımızdaki aşk şiirleri ya da yazımızın konusu olan şairlerimizin de aşk şiirleri bu yazının içerindekilerle sınırlı olmadığını belirtmem gerekiyor. Çünkü aşk dünya edebiyatının en can alıcı izlekleri arasında yer alıyor.
Yazımıza konu olan şairlerimizin şiirlerini aldığımız kitap adlarını şöyle sıralayabiliriz: Ataol Behramoğlu “Yeni Aşka Gazel”, Nihat Behram “Hayatın Şarkısı”, Ahmet Telli “Kalbim Unut Bu Şiiri”, Ayten Mutlu “İstanbul’un Gözleri”, Celal Pamukçu’nun “Sevda Üzre Dil”, Nihat Ziyalan “Avustralya’dan Şiirler”, Şükrü Erbaş “Bütün Şiirleri-1”, Ebru Cündübeyoğlu “Aşılı Kolum”, Şahbender Korkmaz “Aşeka” ve Neşe Yaşın “Üşümüş Kuşlar”.
Ataol Behramoğlu “Yeni Aşka Gazel” adlı kitabındaki aşk izlekli şiirlerini paylaşıyor, okurla. Doğayla duygunun kol kola gezindiği yapıtın ağırlıklı izleği aşk olarak kendini gösteriyor. Yapıta adını veren şiir ‘Yeni Aşka Gazel’in ise, söz konusu izlek açısından en ön sırada yer alanlar arasında olduğu söyleyebiliriz.
“Kopar diye beni köklerimden yine/ Uçur diye ey aşk, gelirim sana” (s.43)
Nihat Behram Toplu Şiirleri’nin yer aldığı ilk yapıt ”Hayatımız Üstüne Şiirler”deki ‘Aşk’ adlı şiirini belirtebiliyoruz. Doğa ve sevdiği arasında benzerlikler kurulan imgeler sayesinde günlük yaşam ve aşkın somutlaştığı görülüyor. Ayrıca, şairin bu şiirinde aşkı toplumsallığın dışında düşünmediği “… / bütün öksüzlerin / zafer sevinciyle birleştiği iklimsin,” deyişiyle görülüyor.
Ahmet Telli’nin bütün şiirlerini topladığı “Kalbim Unut Bu Şiiri” kitabındaki ‘Çocuksun Sen’ adlı bölümle aynı adı taşıyor şiiri. Aşkını “Gülüşünün kokusuyla eşerdi bir elma ağacı” (85) diyerek anlatıyor, ”Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç” dediği aşkına.
Celal Pamukçu’nun “Sevda Üzre Dil” adlı kitabındaki yaşanılan bir aşkı anlatan ‘Ne Güzel Şey Sizinle Konuşmak’ adlı şiiriyle göz göze geliyoruz. Şair, “türkülerimle gülüyor/ağıtlarımla ağlıyorsunuz” (s. 72) diyerek, sevdiğiyle aşkın dilini konuşmakla duyduğu mutluluğu dillendiriyor.
Nihat Ziyalan’ın “Avustralya’dan Şiirler” adlı yapıtında şirin adı aşkla ilgili değil ama güzel bir aşk şiiri ‘Seni’. “Seni düşünmekten /Yıkılmaz Duvarlar ardına / Aşılmaz denizlere düştüm/…” (s.21)dizeleri yer alıyor.
MUTLU, ERBAŞ, YAŞIN, KORKMAZ VE CÜNDÜBEYOĞLU
Ayten Mutlu’nun “İstanbul’un Gözleri” seçilmiş şiirlerinden oluşan yapıtındaki birçok şiirinde aşk izleğiyle karşılaşıyoruz. Şair, ‘Aşk ‘ adlı şiirinde, “Kor ve külsün/ aynı gülün geçmişinde büyüyen/tinin gizli tarihi…” (s.44) diyerek yaşanılan aşka göndermelerde bulunuyor.
Şükrü Erbaş’ın bütün şiirlerinin toplandığı kitapta,1984 yılında yayımlanan ilk yapıtı “Küçük Acılar” daki ‘Yitik Seviler’ adlı şiirinde aşkın bir başka yönüne dikkat çekerek geçmişi gündeme “Kalır belki tek-tük / İzleri canlı bir yüz.” (s.21) diyerek.
Neşe Yaşın’ın “Üşümüş Kuşlar” adlı kitabındaki ‘Aşka Övgü’ adlı şiiri sevgiliyle bir söyleşi havası içinde veriliyor :
“…/Seni sevmişim / bilinmezin sınırında / kanatlanan güvercin…” (s.20)
Bir aşkın gelişim süreci anlatılırken toplumsal yaşanmışlıklardan da bölümler aktarılıyor, Yaşın’ın şiirinde.
Şahbender Korkmaz “Aşeka” adlı yapıtındaki ‘Ölenler Aşk Adlı Köpeği Soracaklar İlk’ adlı şiirinde iki karşı cins arasında aşkı anlatmaktan çok aşka ilişkin görüşlerini dillendiriyor.
Ebru Cündübeyoğlu “Aşılı Kolum” adlı yapıtında ‘Anlatabilmeliydim’ adlı şiirinde birbirini tamamlayan iki aşığın aşkını dizeleriyle sunuyor bize.
Bir sen… duyabilirdin / Yüreğimin titrek sesiyle/ Neler kekelediğini” (s.30)
Dünya edebiyatında olduğu gibi edebiyatımızda da aşk dünden bugüne en çok işlenen konular arasında yer aldığını söylemek abartı sayılmaz, kanımca tıpkı barış gibi.
Kaynak:
İstanbul — https://www.evrensel.net/haber/330047/yasayan-on-sairin-eserlerinde-ask