Dolar 34,5055
Euro 36,4583
Altın 2.955,93
BİST 9.084,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 18 °C
Az Bulutlu

Latife Tekin’de Masalsı Gerçekçilikten Soyut Gerçekçiliğe | Canan Aktaş

Latife Tekin’de Masalsı Gerçekçilikten Soyut Gerçekçiliğe | Canan Aktaş

Latife Tekin Sevgili Arsız Ölüm ve Berci Kristine Çöp Masalları romanları ilk basıldığı zaman, solun hedefi olmuş çok eleştiri almış anlatımındaki farklılığı ile birçok tartışmalara neden olmuştu.

Yoksulluğu ve kent içinde yaşayan yoksulları anlattığı bu romanlar anlatımı ile o dönem sol edebiyatçıların pek de karşılaşmadığı yada okumadığı bir dil kullanması, kurması nedeniyle gerçekçiliğe başka bir boyut getirmiş romanlardır. Bu kitaplar yoksulluk edebiyatı yapmadan yoksulu anlatan, şehirlere taşınmış göç etmiş toplumun başta gettolaşarak sistemin içine karışması yada karışmaması gittikleri yerleri kendilerine has bir güzellikle, zaman alan yerleşimleri ve alışkanlıklarla doldurmalarını anlatan romanlardır. Yoksulluğu olağan üstü bir dünya kurgusu içinde anlatmasıyla belki yayınlandığı zamanda pek de anlaşılmamış, kalıplaşmış sol literatüre uymadığı için eleştiriler almıştır.

Son dönem kitaplarından olan Ormanda Ölüm Yokmuş ise aslında bir yol öyküsü; iki kişinin ormanda yürüyüş sırasında geçmiş, gelecek, hayat, intihara yaklaşma, intihar, aşk, yaratım, sanatsal yaratı, bağımlılık, doğa ve hayatı görme biçimleri hakkında konuşmalarıyla geçen, geçmeyen bir zaman ve mekan içinde geri ileri dönüşlerle anlatımın derinleştiği bir kitapla buluşturuyor okuyucuyu. Bu anlatımlarda tamamen olmasa da farklı bir kapı aralamış hayata başka bir felsefi tartışmadan bakan Latife Tekin romanı görüyoruz.

“Yaşamın ortasına elbirliğiyle bir delik açmışlar, sanki onun görmesi gereken bir şeye bakıyorlardı.” (Sy15)

Hayatın delileşmeye doğru giden tarafında biraz daha gerçekçi duran Yasemin karakteri kitapta bir denge gibi durması için tasarlanmış bir karekter. Özellikle deliler tarafına çekilmeden bahsederken o ince çizgiden bahsederek görülenden farklı bir dünya algısıyla karşılaşan okuyucuyu şaşırtıyor Latife Tekin. Emin karakteri sevgilisinin gidişiyle başka bir varoluşsal yaşam kurma çabası ve bunun üstüne Yasemin’le konuşmalarıyla yaşadığı hayatı her yönüyle sorgulamasıyla karşımıza çıkıyor.

“Yapraklar da bulutlar gibi rüzgârı görünür kılıyor, yaprakların kıpırtısı, bulutların hareketi olmasa boşluğun ürkütücü derinliği ile yüzyüze kalırdık”(s16)

Kitaptaki doğa, yaratıcılık, sanatsal yaratımla eşleşen farklı görme biçimleri onun varoluşsal felsefeye şöyle bir değinip geçmesi ve soyut bir doğa etkisi üstünden farkında olmadığımız bir çok doğal etkiyi ve hayatta insanın dışındada bir hayatın varolduğunu hatta insan tarafından engellenemeyen bir hayatın varlığını özellikle hissettiriliyor. İki arkadaşın iç hesaplaşmaları, hayat değerlendirmeleri, acıyla buluşmaları birbirlerinin yaratılarını eleştirip değerlendirmeleri kitabın kurgusunu gerse de aslında paylaşım ve iç savaşların paylaşıldığında ve değerlendirildiğinde belki sizi farklı bir yöne savuracağını, karakterlerdeki davranış şekillerinde görüyorsunuz. Doğayla paylaşılmayacak şeyin olmaması, güzeli ve bilgiyi arama  (ormanda varolan Lale ağacını arama  ),elindekilerle ve biriktirdiklerimizle yaşamak, amaçlar ve sizi savurduğu yer başka başka olduğunda yaşamın şeklini değiştiriyor tıpkı kahramanlarda olduğu gibi. Yurt’un öylesine yaşamın içinde intiharı,  onlarla kurduğu diyalog ve davranışlar sözünde durmanın anlatımı (Yurt’un sevgilisinin eserlerini çöpe atması )sözünde durma erdeminin bir değer olduğuna ilişkin anlatımlar ve kurulan yaşam boyu bağlantıların insanı başka türlü davranışlara sürüklemesinin anlatımı, kitapta okuyucunun yüzüne çarpıyor.

“‘Ben senin gibi çocukluğumdan beri öykü yazsaydım boynuma siyah bir bez dolardım, yazarlar hep bir şeyin yasını tutuyorlarmış gibi gelmiştir bana.”(s33)

“Senin yanlışın şurada kağıtları silinmesi gereken şeylerle doldurmuşsun”(s34)

Yazım süreci eleştirileri ve onun gerektirdiği davranış biçimleriyle anlatılan eleştirel değerlendirmeler kitabı ayrı bir düşünsel alt yapıya oturtuyor.  Yasemin’le Emin karekterlerinin orman yolculuğu sırasında konuşmaları hayatın farklı her alanını konuşup tartışmaları okuyucuyu bir düşünce serüvenine de götürüyor. Kitaptaki rüzgâr anlatımları belki Berci Kristine Çöp Masalları’ndaki gibi çatıları uçuran olmasa da onunla yaşamaya alışmış insanın, engellenemez bir doğada olduğunu farketmesini, alışılmış ve içinde yaşanılan doğanın insana yaşam örnekleri vermesi ve hayatın içindeki hemen hemen her konuda düşünülmesini sağlıyor.

Aşk İşaretleri’nde gerçekliğe, şimdiye yada insan ilişkilerine pekte uymayan (Nezir, Yener, Gülhan, Cihan )arkadaşlar arasındaki açık sözlülük, yalınlık, birbirin anlamaya çalışma, sessizlikle söylenen kelimeler, iktidarda kalma dikkati çekiyor.

”Otur.. hadi.. Merakını yenmeye çalış. Yoksa niye geldiğini anlayamazsın, gelişin havaya gider.”(s67Aşk İşaretleri)

Gelecek ve geçmiş tartışması kitapta sürekli gidiş gelişlerle anlatımı destekleyen bir taban oluşturuyor. Geleceği kıskanmak, geleceği gelecekte yaşayanlardan kıskanma düşüncesi bu güne yetişemeyen insanla pek de bağdaşmayan bir düşünme sürecine götürüyor, çünkü biz bu günü değerlendirirken geçmişle bağlantı kurarak eleştiriyoruz ya da bugüne geçmişten bakıyoruz.

“Gözü gelecekte de, düşünceleri eski kaçıyor, insan düşünceleri açısından hep geçmişte kalacak bir canlı bence.”(Ormanda Ölüm Yokmuş)

İçsel değişim süreçleri insanın acısını içiyle eşleştirmesi Ormanda Ölüm Yokmuş ve Aşk İşaretleri’ndeki anlatım, kullanılan dil şiirsel bir anlatımla diğer kitaplarından belki bir nebze bu anlamda farklı. Latife Tekin’e bir röportajında;

“gövdemden bir ateş geçti ve o kaldı, diyor yazdığı romanlar için. Çocukluk bağlantıları unutulmayan ve taşınan acıyı insanlığın bütün yaşamına yayması, ormanda ve biriktirilmiş bir çekmecede toplanan yapraklar gibi sadece güzellikleriyle nesnel bir yaratı oluşturma çabası aslında, yaşamla ölüm karşılaştırmaları ve yaratılan sanatın nesnelliğinin tartışmalarla anlatıldığı olay kurgusu kitaptaki karakterleri bir yaşam bilgisine götürüyor bunun vurgusu Emin karakterinin Yasemin’le yaş farkının vurgulanmasıyla ortaya çıkıyor…

Ormanda Ölüm Yokmuş’ta kadın olduğu için yargılardan kaçınan bir yanı var onu böyle bir alt düşünce diliyle anlatırken aslında kendinden memnun insan olma deneyimlerine sürükleyen bir yazar görüyorsunuz. Orman yaban bir alan olması ve orada öğrenilenin bizi bir bilgiye götürüyor olması, kadınların değişim ve dönüşüm korkularına da götürüyor okuyucuyu. Konfor alanından çıkmak her insanı korkutur ama bu da aşılması gereken bir şeydir.

  “Tabi, kadınsın… Kadın olduğun için ormanda dolaşmak seni korkutuyor, orman, kadınların gezip dolaşacaklar bir yer değil, gelmekten vazgeçersen canım biraz sıkılır elbette, ama evinde otur, kadınlar en çok evlerinde oturduklarında mutlu oluyor.”(Ormanda Ölüm Yokmuş)

Belki yazma sürecini bu anlatım biraz tanımlıyor yada bir yaratım sürecini : “Ağzımın karanlığında pul pul uçuşan harfleri görüyorum. Alnıma doğru bir yükseliş… Elimde düşüncelerin hayali ağırlığı var.”(Aşk İşaretleri)

Aşk İşaretleri şiirsel anlatımı ile ,sayfaların her satırına bulaşmış imgesel derinliği ile  şiir kitabı olacakmış da roman olmuş hissi veriyor okurken.Hayatı derinden sessizce algılamanın anlatımı  ve onu hayat felsefesi yapmaya yönelik anlatımlar iktidar olma, arkadaşlık ,birisine karşı duyulan karşılıksız beklentisiz sevgi ve öyle oluşu kabullenme kitapta   dört  yoksul gencin geçmiş ve bugünü öğrenme ve birbirleriyle ilişkilerinde hayatta kalama süreçleri anlatılıyor..

“İçimde hala hışırtılar yoluyla sessizleşmek isteyen bir hayatın olması güzel.”(s.31 Aşk İşaretleri)

“gördüklerimizi anlatıp görünmez olana ulaşacaksak…”(s32 )diyen yazarın aslında yazarken yapmak istediğinin bu olduğunu görüyorsunuz. Latife Tekin kendini romanlarına iyi saklamış bir yazar olduğunu görüyorsunuz.

 “Dünyada bazı insanlar uçurumlarıyla dolaşır. İçime düşerseniz çıkamazsınız sonra .”(s33-Aşk İşretleri)

Sessiz anlatımlar içsel derinliğe ulaşma, dünyayı sadece insan ilişkileriyle değil de bir bütün olarak anlatma ve dışımızdaki ayrı dünyanın algılanması, Latife Tekin’in anlatımlarını ayrı bir yere koyuyor. Aslında o bir hikaye kurucu ve hikayeyi anlatırken, hikayesinin aldığı yol da ona belki bir şeyler öğretiyor, katıyor. Bunun için ilk kitabından bugüne kadar bir değişim var ve bu değişim masalsı gerçekçilikten soyut gerçekçiliğe doğru bir eğilim var ve bu da kurgusal kamanlarını normal hikayeleri yada basit bir alt yapısı, çizgisi olan hikayeleri anlatırken farklılaştırıyor ve ayrı bir dil bilinci ve görme biçimi katıyor okuyucuya. Soyut bir hayatın içinde gerçek insan yaşamları kurguluyor aslında. Başka bir içsel yolculuğa çıkarıyor okuyucuyu ki bu anlam arayışına da götürüyor.

“Kelimeler anlardan kuvvetli. Nereye baksam üstüme kurulan hikâyenin altında kalarak titrediğimi görüyorum.”(s.64-Aşk İşretleri)

Belki de böyle titretiyor yada tüylerini diken diken ediyor okuyucunun aynı zamanda uykuyla uyanıklık arasında yararsızlık acısı çekmesini sağlayarak.

“Kim ister uykuyla uyanıklık arasında yararsızlık acısı çekmeyi ?”(s82 -Aşk İşretleri)

 

Canan Aktaş

Alıntılar: Ormanda Ölüm Yokmuş – Metis edebiyat

Aşk İşaretleri -Can yayınları

 

Kaynak | Röportaj:https://youtu.be/rg-fThXdsL

Canan Aktaş
Canan Aktaş Kimdir? Yazar, 1968 Ankara doğumlu olan şair 1990’’de Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu.1993’den bu yana Londra’da yaşamaktadır.Şiirleri Varlık Dergisi,Düşün Dergisi,Yazın Dergisi,Mavi Dergisi’nde yayınlandı.Ayrıca Yazından Seçmeler ve Britanya Şairler Antolojisi adlı kitaplarda yer aldı.Şairin ilk şiir kitabı Tenimde Kırlangıç Uykusu 1999 da 1. Baskısı Ürün Yayınları’ndan ve 2001’ de 2. Baskısı Doz yayınlarında yayınlanmıştır .İkinci kitabı Bize Ait Olmayan Zamanlar 2016 Meşe Kitaplığı’ndan yayınlandı. Suret Defteri adında 3. Şiir kitabı 2021 de Klaros Yayınlar’ından yayınlandı.
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.