Çocuk Gelinler Cehennemi | Dursaliye Şahan
Sosyalist Feminist Kolektif Haber
Türkiye’de ne var? Örneğin DASK var. Zorunlu Deprem Sigortası. Ev alırken veya miras kaldığında bile tapunuzu alabilmek için yaptırmak zorundasınız. Hatta afet sonrası ödeme yapılmayan köy evlerine bile getirilmiş. Üstelik köylerde şehirdeki evlerin 5 misli prim alındığı söyleniyor.
Bu sigortadan kaçış yolu?
Diyelim ki yeni evinize su veya elektrik bağlatmak istiyorsunuz. Elektrik veya Sular İdaresi sigorta fotokopisini mutlaka dilekçenin altında görmek istiyor. Yani kaçma ihtimali sıfır. Pardon! Bir yolu var aslında. Mülkten vazgeçmek.
Şimdi gelelim şu haberlerde tekerleme haline gelen; çocuk gelinler konusuna.
Çocuk gelinler sıralamasında Türkiye Avrupa ülkeleri arasında ikinci sırada.
Son olarak 12 yaşında evlendirilip, 13’ünde anne olan, ikinci çocuğundan sonra da intihar süsü verilen Kader Ertem’e vah vah dedik.
Kesinleşmeden intihar süsü demek basın yasasına göre suç ama bana göre Kader öldürülmediyse de intihara zorlandığı kesin. Çünkü 12 yaşında evlendirilmek bir çocukta ancak intihar motivasyonu yaratabilir.
Neyse haberimize dönelim. Biz manşetlerde ne gördük? Askerde olduğunu öğrendiğimiz kocanın aileleri ile geride kalan bebek.
Muhtemelen soruşturmadan önemli bir şey çıkmayacak. Zaten biz de o ara ya unutmuş olacağız ya da yeni bir çocuk gelin hikayesini duyacağız. Kaldı ki; 13 yaşında anne olan kızın kocasını, babasını, annesini hapse atsanız ne olur? Onu gören diğerleri küçük yaşta kızlarını evlendirmekten vaz mı geçecekler? Asla!
Benim ilk aklıma gelen muhtar oldu. Kader’in yaşadığı o köyün muhtarı nerede? Haberde adı bile geçmiyor. Peki, muhtar ne demekti? Sözlük anlamı: “Köy veya mahalle tüzel kişiliğinde yönetimin başında bulunan seçilmiş kişi. Yasaları ve hükümet emirlerini halka duyurur. Köy içinde dirlik ve düzen sağlar. Görevini aksatan muhtarlar vali veya kaymakam tarafından azledilebilir.”
Eee? 12 yaşında evlendirilen Kader’den muhtarın haberi yok muydu? Peki, siz çocuk gelin haberleri içinde hiç suçlanan bir muhtar gördünüz mü? Ya imam? Bu çocuklar resmi nikah olamadıkları için imam nikahlarını yine devlete resmi olarak bağlı imamlar kıyar.
Biliyorsunuz muhtarlar ve imamlar da devletten tıkır tıkır maaş alırlar. Bildiğiniz devlet memurları gibi.
Eğer köyündeki bir çocuk gelin vakası ile bir muhtar suçlansa ve görevinden azledilse, maaşını kaybetse sanıyor musunuz ki diğer bir muhtar başka bir çocuk geline izin verir?
Yani devlet Zorunlu Deprem Sigortası’nda gösterdiği kararlılığı bu konuda gösterse bizim ülkemiz çocuk gelinler cehennemi olabilir miydi dersiniz?
Sigorta şirketleri üzerinde dönen para o kadar büyük ki; lobisi de o denli güçlü.
Yetişkin olmadan cinsel istismara uğrayan binlerce çocuğun üzerinde böyle dönen bir para yok ki. Sonuçta bu çocukları anne babaları evlendiriyor. Yani oy kullandıranlar evlendiriyor, küçük kızlar oy kullanmıyor ki…
Çocuk işçiler, dilencilik yaptırılan çocuklar, eğitim hakkından alıkonan çocuklar…Birilerinin parmak hesabında çocukların sırası yok. Bütün mesele bu.
Anahtar muhtarlarda, imamlarda, kaymakamda, valide. Ama onların anahtarı da… Biliyorsunuz işte.
Kaynakça: www.sosyalistfeministkolektif.org/