İlkbahar Darbesi | Aziz Kemâl Hızıroğlu
Birer ikişer geliyordu yaşlı şairler
Orpheus’u dinlemeye aynı meyhaneye
Kimi lir nağmelerindeki ölüm ezgisini
Kimi yeni doğacak sözcükleri duymak için
Orpheus bir kenarda tek başına oturuyor
Arada bir evridiki için arkasına bakıyordu
Masasında Trakya rakısı ile kımız yan yana
Hayatın ölümden nasıl ayrılacağını düşünüyordu
Programdan önce mırıltılar başladı
‘kış kurtuluştur’ dedi en yaşlı şair yanındakine
‘yaşam sadece sonbahar: cennet, cehennem, cinnet’
‘yaz, sonbaharı özleme mevsimidir’
Yanındaki şair bir yanındakine söyledi bu sözü
O da kendi yanındakine, sonra masadan masaya
Hepsi not aldı: defterine, kağıda, peçeteye
Kimse ilkbahar nerede diye sormadı
Mırıltılar arasında hızla açıldı meyhanenin kapısı
Sokak gösterisinden dönen üç beş genç şair
Terli yüzleri, sapı kopmuş çantaları, saygılı gülüşleriyle
Tek tek selamladılar yaşlı şairleri
Kıyısından köşesinden yırtılmış giysileriyle toz toprak
Boş bir masaya sessizce oturdular
Tişörtlerinde kocaman harflerle yazılmış o söz:
‘diren özgürlük! Dört mevsim ilkbahar!’
Yaşlı şairler, en yaşlı şairin sözünü usulca çizdiler
Her masaya genç bir şair davet ettiler
Her masaya bir ilkbahar, tazelendiler
Orpheus içkileri karıştırdı, çok sarhoş oldu
Genç şairler yüzünden çalacağı her şeyi unuttu
Sadece evridiki için ağlamayı unutmadı.
…
Aziz Kemal Hızıroğlu
(Kana Yüzüm, Ulak Yayıncılık, Aralık 2016)
….