Öyle bir saklamışız ki yüzyıllardır ardından koşuyoruz.
Hey, mutluluk neredesin?
Nerede arayalım seni?
Nereye koyduk ki bulamıyoruz?
Bir kitabın arasında kurutulmuş bir çiçekte mi?
Gökte mi yerde misin?
Eskiden dinlediğimiz masallarda mı?
Eskilerin sakladığı bir hazine misin?
Neredesin, mutluluk!?
Şu günlerde çok ihtiyacımız var mutluluk sana.
Birimiz mutlu olsak, diğerlerine bulaşır ve mutlu olurduk hepimiz.
Sadece hastalık değil ya, bulaşıcı olan.
Mutluluk da bulaşıcıdır.
Salt çiçek seven insancıl biri mutlu olsun, hepimiz mutlu oluruz biz.
Ah iyi kalpli sevgili insanlar, bunu dile getirmek de kolay değil aslında.
Ama gerçek hayat’ da bu böyle değil. Mutlu olmak isteyen çok fazla mücadele etmesi gerekir. Mutluluk isteyen hem sabırlı, hem de deyim yerindeyse savaşçı bir ruha sahip olması gerek.
Ne gariptir ki Mutluluk kavramı herkese göre değişir. Kimi sadece içten bir şekilde gülümser, kimi mutlu olmak için elle tutulur bir şey ister- arar, bir nesne gibi…
Mutlu olan insanlar mutluluğunu gizliyor, nazar değmesin diye.
Herkes iyi niyetli hakkaniyetli olsa…
Gerek kalmazdı içe dönük mutlulukları gizlice yaşamaya.
Her gün bir kelime çekip okuyoruz ya kendimizce, işte o gün olumlu yönde kendinizi motive ediyor, dünyaya bir tutam mutluluk dağıtıyoruz kendimizce.
Tatlı bir gülümseyişle ev ahalisinden iş arkadaşımıza, tüm dostlardan kendinize kadar kiminle iletişim kuruyorsanız, kavanozdan çektiğimiz o bir kelimeyi onlara bir armağan gibi bulaştırıyorsunuz işte.
Bu dünya mutluluk gününde, kendinize bir tebessüm armağan edin.
Örneğin; “Hadi Umutlu olalım.”
Veya “Hadi bugün, huzurlu olmaya gayret edelim”…
Deneyin, mutluluk bir yaşam biçimi olacak ve ömür boyu rehberiniz olacaktır, göreceksiniz.
Her anınızın kıymetini bilin.
Unutmayın siz bir An’dan ibaretsiniz. An’ı kaçırdınız mı geri alamazsınız zamanı.
…
Her daim bir Umut vardır.
Mutluluğunuz, baharın ışıltılı güzelliğiyle bir ömür boyu sürsün,