SÜTÜM KESİLİYOR ALGOS / Aylin Tamakan Nergiz
Ahh Algos!
hala mı öğrenemedin?
vaktinden önce bitmediği zaman
sürgündür aşk
tutsak kaldığı kalbin gölgesinde
mum ışığı misali titrer durur
sönmeye yüz tutan yıldızlar gibi…
kozasını yırtan kartaldım ben de
nasılda fütursuzca yaralarımı kanatıp
kelebek olmaya cürret ettim…
bilmiyorum…
kursağıma takılıyor
cennetten akan ırmakların sütü
kanımda ise cehennem azabı…
odamın küf tutmuş duvarlarına kanımla yazdım ölümü
gelen Azrail bile ürkmüş olmalı ki gecenin şerrini alıp koştu kendi karanlığına doğru…
korkuların var değil mi?
bundan tüm kararsızlığın
ve çılgınlıkların…
çünkü geçmiş daima konuşur durur Algos!
zihnimin kuytularında pusu kurmuş düşüncelerin dölleriyle
Ay’ın gerdanına asıyorum ben de kendimi
acının kokusu benzemiyor rüzgarın getirdiği kokulara
ve ben
bir bulutun bağrından düşüyorum topraklarına…
yangına körükle gidiyorsun Algos!
biliyor musun?
Tanrı günahları öğütürken göğün kervanında;
rahmi yırtılır göğün
ilk çığlıklarını atar toprak
diz çöker ağaçlar eğilir dalları
(“ağaç gibidir kadın” unutma!)
cennet ırmaklarını bağışlamadığı için
bakire bulutlar suyuyla kutsar toprağı…
ruhumu emen şeytan
tuz basar acılarımın üstüne
doğumu yaklaşmış ölümün
havzasına karışıp giderken suyum
sütüm kesiliyor Algos
tüm duygularımı düşük yapıyorum…