Sen bilemezsin | Yılmaz Pirinççi
Bu dünyada ölmekten zor şeyler de var.
Sen bilmezsin…
Hiç dokunamadığın ve belki hiç dokunamıyacağın bir düşe bir ömür adamak gibi.
Sonsuz bir bekleyiş içersinde uzayan zamanlar
Seslerin lâl
Gölgelerin sana uzak olduğu
Gece karanlığında gök kuşağını aramak gibi öyle imkansız
Ve öyle her hücreni binlerce parçalayan.
Yüzündeki çizgiler her gün daha çok haykırır
Birbiriyle yarışır saçına düşen aklar
Duvarların suskun ve kederli
Bir yoksunluk nöbeti ki hiç olmayacak zamanlarda
Öyle hain
Öyle derinden vurur
Bu dünyada ölmekten zor şeyler de var
Sen bilmezsin.
Bir gün bir yerlerde kekre bir çayın sıcağında gözlerine bakabilmenin artık mümkün olmaması gibi
O çok sevdiğin papatyaların bakmaya kıyamadığın yüzüne hiç değmeyeceğini bilmek gibi.
Küfrederken bile sesini duymayacağın gerçeğinin her an yüzüne bir tokat gibi inmesi
Hani konuşsa da , bedduası bile başım gözüm üstüne dersin ya
İşte buna hasret kalmak gibi
Ölmekten beter şeyler de var bu dünyada.
Sen bilmezsin
Yitirip bütün manaları
Kendi hiçliğin içersinde yok olup gitmek
Yaşamadığın bir hayatın her anına hesap vermek gibi.
Ölmekten beter şeyler var bu dünyada.
Seni kaybetmek gibi…
Sen bilemezsin…
Yılmaz Pirinççi