Yorgunum Selma | Muhittin Alaca
Mevsimler
pervane, yıllar pek zalim,
Maziye gömüldü, coşkulu hâlim,
Sönmüş bir volkanım, suskuya talim;
Gözlerin çıralı, kıvılcım olma,
Azalmış morali, durgunum Selma!
Aşkın
kefenini, biçtim de geldim,
En büyük yemini, içtim de geldim,
Viran Kırıkhan’dan, kaçtım da geldim;
Ey dağlar maralı, yanağı elma,
Sorarsan nereli, sürgünüm Selma!
Kaş
etme, naz yapma, yavaştan gel az,
Kirpiklerin oktur, dudağın kiraz,
Kanıma girme hiç, uzak dur biraz;
Namluya sürülü, kurşunu salma,
Ben zaten yaralı, vurgunum Selma!
Misk
kokunu verme, esen yellere,
Kaptırma kendini, boş hayallere,
Alışkın değilsin, hazin sellere;
Pembeyle karılı, düşlere dalma,
Sol yanım sarılı, kırgınım Selma!
Ölümüne
sevme, düşersin dile,
Yanarsın, kanarsın, çekersin çile,
Hangi yöne dönsen, bakarsın hile;
Tuzaklar kurulu, takılıp kalma,
Kullarla aralı, dargınım Selma!
Sen
naif kelebek, gönül incisi,
İrem bağlarının, taze goncası!
Yavaş yavaş çöker, hasret sancısı;
Tenhada dürülü, gül gibi solma,
Dertlerim sıralı, gerginim Selma!
Mehtaplı
geceler, sırdaşın olur,
Şiirler, türküler, yoldaşın olur,
Derbeder meykeşler, derttaşın olur;
Sapsarı, taralı, zülfünü yolma,
Ezelden karalı, her günüm Selma!
Kapandı
kilidi, sevda köşkümün,
Paslandı kapısı, yitik aşkımın,
Bu gam abidesi, apak baş kimin?
Kırk yama pareli, kalbimi çalma,
Minderim serili, yorgunum Selma!