Koronavirüs Günlüğü | Adil Okay
Sabah yürüyüşü yaptım. Yolda Deniz Müzesi önünde bir heykele tünemiş kedileri görüp fotoğrafladım. Sonra eve dönüp lahana ve havuç turşusu hazırladım. O eserimin de fotoğrafını çektim. Koronavirüse karşı sakalınızı kesin tavsiyesi vardı. O öneriye yarım uydum. Sakalımın yarısını kestim. Sonra gazetelere göz attım. 65 yaş ve üstü olan insanlara sokağa çıkma yasağı gelmiş. Onlar adına üzüldüm. Bu yaş grubuna giren ama benden daha sağlıklı olan birkaç arkadaşımı arayıp moral vermeye çalıştım.
İtalya’dan bir hekimin sağlıkçıları alkışlayanlara yazdığı açık mektubunu
okudum. Sitem ediyordu. En can alıcı cümlesi şuydu. “Bizi alkışlıyorsunuz
ama çoğunuz sağlık bütçesini kısan, silahlanmaya daha çok para ayıran kirli
siyasetçilere oy veriyorsunuz.”
Ne kadar doğru bir tespit dedim. Bizim ülkemizde de durum farklı değil tabi ki
diye düşündüm. Savunmanın yanı sıra Diyanet İşleri Bakanlığı’na ayrılan devasa
bütçe de Sağlık Bakanlığı’na ayrılan bütçenin katlarcası olduğunu anımsadım.
Sonra Fransız basınına göz attım. L’humanité gazetesinde 600 sağlıkçının zamanında önlem almadıkları için hükümet üyelerine karşı suç duyurusunda bulunduklarını öğrendim.
Günün yazısı mı?
Ayşe Düzkan’ın “Yaşlılık çok güzel, gelsenize..” adlı aşağıda bir bölümünü paylaştığım makalesi. Tavsiye ederim.
“(…) kapitalizm koşullarında, hele de sosyal devlet ortadan kalkmışken, yaşlılar toplumun yükü olarak görülüyor. Vergileriyle sarayları, savaşları finanse etmeye itirazı olmayanlar, yıllarca vergi ödemiş insanlara verilen sağlık hizmetindeki kendi vergisinin payını dert ediyor.
Kadınlar için durum daha da ağır. Anneler günü’nde parçalanan edebiyata, annelerle ilgili söylenen, geçen yüzyıldan kalma sözlerin hiçbirine inanmayın. Yaşlı kadın, toplumun çöpü olarak kabul ediliyor; çoluk çocuk, torun torba büyümüş, bakacağı, hizmet vereceği kimse kalmamış, erkeklerin arzu nesnesi olmaktan da çıkmış… Şöyle gözlerle soymaya bile değmeyecek kadının sokakta dolaşmasına ne gerek var allah aşkına! İlla yaşayacaksa evinde otursun.
İş bununla da sınırlı değil. Yaşlılar, özellikle yaşlı kadınlar yaptığında ilginç bulunan şeyleri sıralamaya kalksak site yetmez… Mesela otobüste 50 yaşını aşmış bir kadının kulaklıkla rap dinlediğini fark ettiniz. bu arkadaşlara anlatılacak bir hikâyedir; “bugün otobüste teyzenin biri kulaklıkla müzik dinliyor, bir ara kulaklık kulağından çıktı, abi sahtiyan dinliyor, çok iyi ya!” o kadın teyzeniz olmadığı gibi sizin hikâyenizin kahramanı, övgülerinizin hedefi olmak istemiyor, canının istediğini yapıyor. bu iyi ihtimal tabii…”
Düzkan’ın yazısının bütününü artigercek.com sitesinde bulabilirsiniz.
Şimdilik bu kadar. İyi bakmaya çalışın kendinize.
Bir sonraki günlükte buluşmak dileğiyle:
22 Mart 2020 Pazar
Adil Okay