ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Radyo Günleri | Öznur Eren Kanarya

16.03.2020
1.899
A+
A-
Radyo Günleri | Öznur Eren Kanarya

Bugün dünya radyo günü…60 kuşağının dünyaya açılan iki önemli penceresinden biridir radyo…Diğeri, ansiklopedilerdir…Benim için Hayat ansiklopedisi…O zamanlar, yeşil bez kapaklı ansiklopedi ciltlerini dergi gibi okurdum canım sıkıldıkça… Hayat ansiklopedisi, başka yazının konusu…

Bizim evin radyosu, Philips marka siyah, büyük bir kutuya benzerdi. Aynı zamanda benim uyku mekanım olan oturma odamızın en değerli eşyasıydı benim için…Radyonun saltanatı, siyah -beyaz televizyon eve gelince bitecekti ama buna daha çok zaman vardı…
Elektrikli radyomuz, annemin çeyizi ceviz ağacından yapılma komodinlerden birinin üzerine yerleştirilmişti. Her akşam, açılır kapanır sandalyemi radyonun yamacına yanaştırırdım…Sağ üst köşede yanan, akide şekerine benzer yeşil ışığı izlerdim karanlıkta…Sesleri dinlerken, o sihirli kutunun içinde küçücük insanların yaşadığını düşünürdüm önceleri… 😊 Bu düşünce, bana da komik gelirdi aslında…Siyah kutunun parmak insanların evi olma olasılığının hayal olduğunu düşündüğümü de hatırlıyorum…Çocukluk hali…

O yıllarda, fm frekansı yoktu ortada. Uzun dalga Ankara radyosu, orta dalga İstanbul radyosu bir de arabesk müzikler çalan Polis radyosunun, belli saatlerdeki deneme yayınlarını biliyorum. Ne kadar çok cızırdardı Polis radyosu… Radyonun iki yanında, ses ve frekans düğmeleri vardı, severdim o düğmelerle oynamayı ancak, frekansları sabitlemek çok zor gelirdi bana…

İlkokul yıllarında, sabah altı sularında, sabah haberleri (Eskiler, haber saatine “Ajans “ derlerdi) “Demirbank hayırlı günler diler” anonsunun ardından “Ocak başı “ programıyla başlardı gün…”Bizim eller, ne güzel eller…” Radyonun açılış sinyal müziğiydi…İncecik bir bağlama sesiydi, unutmadım…

Ocak başı, köy odası mizanseniyle çiftçiye destek olan eğitici bir programdı. Tarım ve hayvancılığa dair ne çok bilgi verirdi…

Sonra. saat on sularında “Arkası Yarın” başlardı…Türk ve dünya klasik eserlerinin uyarlamalarını merakla dinlerdim. Ben en çok Ankara Radyosu yapımlarını severdim… Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularının da yeri ayrıydı kulaklarımda… Kerim Afşar (Mario Simmel’in şahane romanı Güneşten de sıcak…”Yaşamak,sevmek, ölmek, hepsi de sıcak ve yakıcı. Ama hangisi güneşten de sıcak?” repliği onun sesinden yer etmiştir bende…Hala duyarım içimde. Oysa, Kerim Afşar gideli ne kadar uzun zaman oldu.), Yıldırım Önal (O hafiften pürüzlü, davudi sesiyle : “Ben o kente gittiğimizi göremiciim, ölücimm” derdi. Neden öyle seslendirirdi, bilemedim.), Ejder Akışık, Semih Sergen, Olcay Poyraz, Yalın Tolga, Yıllar sonra tanışarak birlikte bir oyun izlediğim günün anısını özenle sakladığım muhteşem Cumhuriyet aydını, Atatürk kızı Macide Tanır(Bütün gün ağaçlarda/Margarita Duras ve Kabus Şatosu/Cronin romanlarından uyarlamalar) Erol Kardeseci (Yıllar sonra , Ankara’da , Sermin Hürmeriç ile birlikte oynadıkları Lorca’nın müzikli enfes oyunu”Eskicinin Tazesi’nde izleyecektim onu hayran kalarak…) İstanbul Radyosu yapımı Arkası Yarın’larda da şehir tiyatrosu oyuncuları seslenirdi bize: Rıza Tüzün (Sabir efendinin gelini’nde Tijen Par’la birlikte oynamıştı), Pekcan Koşar, Suna Pekuysal, Agah Hün, Nedret Güvenç(Mehmet Rauf romanı Eylül’ü nasıl unuturum?), Cüneyt Türel…

Saat on bir dolaylarında “Okul Radyosu başlardı…Ne çok severdim büyük sınıfların derslerini dinlemeyi…Hikmet Şimşek’li müzik dersinden notaları ve gam’ı öğrenmiştim…Ve bir çok okul şarkısını da…

Akşam üzeri, “Çocuk Bahçesi” olurdu. Çocukların radyo tiyatrosu…”Rüştü Asyalı, Köksal Engür, Güneri Ünal, Yasemin Helvacıoğlu, Ayten Uncuoğlu…Hepsi de ilerleyen yıllarda devlet tiyatrosu oyuncuları olarak yaşamımızda kaldılar ve ne güzeldir ki, hepsi de hala aktif olarak sahnedeler ya da seslendirme yapmaktalar…

Saat beş civarı meydan faslını dinlerdim, babamı beklerken…Kış akşamları, yanan kuzine ve pişen tarhana çorbasının kokusu ile aklımdadır meydan faslı…

Akşamın güzelliği, pazartesi ve Perşembe akşamları yayınlanan “Radyo Tiyatrosu’ydu. 1970’li yılların başındaki sinyal müziğini, aşağıda paylaştım. O yılların ruhuna uygun, biraz cızırtılı ama radyo severseniz benim gibi, hemen hatırlayacaksınız…

Ankara ve İstanbul radyosu yapımları ayrımı bu programda da vardı…Cihan Ünal-Tomris Oğuzalp Korol ‘lu, ”Çingenenin aşkı, Kerim Afşar ve yine Tomris Oğuzalp’in oynadığı ”Yağmurla gelen adam” (Filmi de çok güzeldir)…Aklıma hemen geliveren oyunlar…

Ve “Pop 74, Pop 75,Pop 76 “ Türkçe sözlü melodilerin istek programı…Hazırlayan ve sunanlar: Yavuz Aydar ve İzzet Öz ikilisi…İzzet Öz, ilerleyen yıllarda başarılarını televizyon yapımcısı olarak sürdürecekti. Ama o yıllarda bunu da bilmiyorduk henüz… Nilüfer’den “Göreceksin kendini, ağlıyorum yine…Sezen Aksu’dan “Seni gidi vurdum duymaz, Kaybolan yıllar… İlhan İrem’den ”Boşver arkadaş” Mehmet Taneri’den “Seni sevmek”, Ertan Anapa’dan “Benim bütün dualarım seninle”…Ve daha bir sürü…
Pazar konserleri canlı yayınlanırdı…Türk sanat ve Türk Halk müziği sanatçıları Müzehher Güyer, Nevzat Güyer, Mülkiye -Turhan Toper, Sevim Deran, Gönül Akkor, Nurettin Dadaloğlu, Muzaffer Akgün, Nezahat Bayram, Seha Okuş, Nurten İnnap, Recep Kaymak,Seyit Al, Ahmet Sezgin…

Ve klasik batı müziği programları…Smetana, Rodrigo/Aranguez, Bach/Pasion,Dvorjak/Yeni Dünya, Mendelsson/Opus 64 ve elbette Bethooven, Mozart , Çaykovski, Lizst ve diğerleri…

Reklam programlarını nasıl unuturum? Her biri ayrı güzellikteydi. “Zeki Müren’le başbaşa ( Çinturato Pirelli/”Gözünüz yolda, kulağınız bende olsun sevgili şoför kardeşlerim. Radyolarınızın başına hoş geldiniz efendim…” derdi o güzelim Türkçesi ve muhteşem sesiyle).Orhan Boran ile Yuki…Orhan Boran2nlı yarışma programı: Doğeu mu yanlış mı?… Alpay, “Alpay’la Randevu’da” şiirler okurdu. (Özellikle öğretmeni Cahit Külebi’nin güzel şiiri “Hikaye” ve ardından söylediği “Fabrika kızı” şarkısıyla aklımda kalmıştır.) , Yıldız Kenter, Şükran Güngör, Müşfik Kenter, Çolpan İlhan, Genco Erkal,Pekcan Koşar ve Bacı kalfa Tevfik Gelenbe’li “Uğurlugiller…(Tevfik Gelenbe ile üniversiteyi yeni bitirdiğim yıl, kendi tiyatro sahnesinde kesişecekti yolumuz ve beni onurlandırarak Tiyatrosu’nda oyuncu olarak yetiştirmeyi önerecekti… Bu beraberliğin gerçekleşmediğini anlamışsınızdır… Bu anı da başka bir yazıya kalsın…)

Erol Keskin, Suna Keskin, Hakan Tanfer ve Gamze Gözalan’lı “Kaptan amca anlatıyor”…Dünya üzerindeki binbir çeşit hayvan ve ülkeyi anlatırdı…Şu anda aklıma gelenler bunlar …

Biliyorum, yine çok uzattım yazıyı ve anılara dalmayı… Ama radyo günleri , gerçekten de çok güzel, çok öğreticiydi…Bizim kuşak için hazine sandığı gibiydi… Benim yaşıma yakın arkadaşlarıma hatırlatmak, genç sayfa arkadaşlarıma da özet yaparak o günleri ve radyonun gerçek işlevini anlatmak istedim…

Yorduysam sizleri, affola…

Dünya radyo günü kutlu olsun…

Öznur Eren Kanarya-13.02.2019/İstanbul

Öznur Eren Kanarya
Öznur Eren Kanarya
Öznur Eren Kanarya
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.