İlk Türkçe Yazılan Şiirler ve Şairleri
İlahiler, destanlar; avları ve şölenleri coşturucu türküler ve sagular söyleyen ilk şairler, bunların yanında çıplak tabiat güzellikleri ve aşk duyguları için de şiir söylemişlerdi.
Bunlar, Divani Lûgaati’t-Türk’de görülen “parlak yıldız doğduğu zaman uyanır. gelir, bakarım. Ağaçlarda kuşların tatlı seslerle ötüştüğünü duyarım.” gibi, yahud “Bana bir söz söyleyin (bir ümid verin) ey siyah benli, tatlı yüzlü, ey insanı esir eden büyüleyici gözler! Senin yolunda çektiğimi bil!” gibi söyleyişlere bakarak az çok tahmin olunabilir vasıflarda şiirlerdir.
Bu devirlerin, zamanla atasözü haline giren, hayat görgü, bilgi ve tecrübeleriyle söylenmiş manzum hikmet’leri, düşünüş şiirleri de vardır.. Bunların mühim bir kısmı, şifahi bir kültür devri için, yani hafizalarda – yer etmesi için, çok tabii olarak nazımla söylenmiş öğüdler, ahlaki ve öğretici şiirlerdi.
Bütün bu şiirler içinde yalnız ağıt şiirlerine Sagu dendiği bilinmektedir. En eski Türkler’in diğer şiirlerine verdikleri adları bilemiyoruz. Bunların büyük bir kısmı umumi bir şiir adı olarak koşuğ diye isimlendirmiş olmaları mümkündür. Daha çok nazım manasında olması çok muhtemel, koşuğ sözü, zamanla şiir. terennüm edilen söyleyiş, çıplak tabiat güzellikleri şiiri, kaside hatta raks için söylenen türkü manalarında kullanılmıştır.
Bir Çin kaynağında tercümesine rastlandığı için, söylendiği zamanı ve sözlerini bildiğimiz ilk şiir, acı bir hatıradır. Bu bir Hun şiiridir. M. O. 119 yılında Hunlar, savaşta toprak kaybetmiş ve kaybedilen toprak için ağıt söylemişlerdir.
Türk edebiyatında yalnız teması öğrenilen ilk türkü değil, aynı zamanda kaybedilmiş topraklar için söylendiği bilinen ilk şiir budur. Çin kavnağının verdiği bilgiye göre Hunlar bu türküyü ağlayarak söylüyorlardı:
Yen – çi şan dağını yitirdik
Kadınlarımızın güzelliğini aldılar
Si – lan şan yaylasını yitirdik
Hayvanlarımızı üretecek yeri aldılar
Elimizde bulunan ikinci şiir, bu sefer Türkçe ve yazılı olarak M.S. 8. asra aittir ve orijinaldir. Bu şiir şifahi edebiyattan çok, bir yazılı edebiyat örneği olmak ve bir Türk aydını tarafından yazılmakla beraber, söyleniş bakımından tamamıyla şifahi halk şiirinin ahengi içindedir.
Bunça bitiğ bitiğme
Men Kül Tigin atısı
Yollug Tigin bitidim
Yigirmi kün olurup
Bu taşka bu tamga kop
Yollug Tigin bitidim
Günümüz Türkçesi:
Bunca yazılar yazan
Ben Kül Tigin atası
Ben Yollug Tigin yazdım
Tam yirmi gün oturup
Bu taşa damga koyup
Ben Yollug Tigin yazdım.
Milli şiir ahengi ve söyleyiş geleneği
bakımından birinciden daha önemlidir.
Aprınçur Tigin:
Uygur harfleriyle yazılı şiirlerden biri,
Aprınçur Tigin adlı bir Uygur sairinin eseridir. Aynı Turfan hafriyatinda ele
geçen bir vesika, bize yalnız eski bir şiiri değil, aynı zamanda eski bir Türk
şairini tanıtıyor. Bu şairin de Yollug Tigin gibi, Tigin unvanı taşıdığını ve
her halde aydınlar sınıfından yetiştiğini sanıyoruz. Divánü Lúgaati’t – Türk’de
sözü geçen Çuçu adlı şairin şiirini bilmiyoruz. Aprınçur Tigin’in ise şiiri
elimizdedir. Aprınçur Tigin’in ilk şiiri, gene dini bir şiir, Tanrı’ya övgüler
ve sevgiler yücelten bir iláhi’dir.
Bizim tengrimiz ed-güsi redni tiyür
Bizim tengrimiz ed-güsi redni tiyür
Redni de yig mening edgü teng-rim alpim
begrekim
Rední de yig mening edgü tengrim alpım
begrekim
Bilegüsüz yiti vaj(ir ti) yür
Bilegüsüz yiti vaji (r ti) yür
Vajırda ötvi biligligim tüzünüm yarukum
Vajirda ötvi biligligim bilgem yangam
Kün tengri yarukın teg köküzlügüm bilgem
Kün tengri yarukın teg köküzlügüm bilgem
Körtle tüzün tengrim külügüm küzünçüm
Körtle tüzün tengrim burkanım bulunçsuzum
Şiirin bugünkü Türkçeye çevrilişi de Söyledir:
Bizim tanrımızın iyiliği cevherdir derler.
Bizim tanrımızın iyiliği cevherdir derler.
Cevherden daha üstün benim iyi tanrım kahraman
beğrekim!
Cevherden daha üstün benim iyi tanrım
kahraman
beğrekim!
Bilenmeden keskin elmastır derler,
Bilenmeden keskin elmastır derler,
Elmastan daha keskin, bilgilim, asilim,
ışığım,
Elmastan daha keskin, bilgilim, bilginim,
filim!
Gün tanrı ışığı gibi göğüslüm, bilginim;
Gun tanrı ışığı gibi göğüslüm, bilginim:
Güzel, asil tanrım, şöhretlim, koruyucum:
Güzel, asil tanrım, burkanım,
bulunmazım! (*)
Kaynakça:
(*)Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, 1. Cilt,
Nihad Sami Banarlı, Milli Eğitim Basım Evi, İstanbul, 2001.