Sevgili Anneme | Esma Şeref
Ağıtlar Yakıyorum!
Ufak tefekti, ince belliydi. Sarı saçlı, yeşil gözlüydü. Geniş gerdanında teni duru beyazdı. Gamzeliydi yanakları. Bakışlarından sevgi akardı. Kalkık burnunun altında, biçimli dudakları vardı. Hiç makas değmemiş gür saçları, topuklarını döverdi. Gül kokardı nefesi. Gökte Allah, yerde kocası… O’nu hep “Sabriye’m” diye severdi.
Yıl 1938 10 Kasım’da, Atatürk’ün yasında sessiz sedasız gelin olmuştu. Henüz on dört yaşında.. Güzelliği dillere destandı. Gökten inmiş bir melekti, kanatları olmayan. Seksen beş yıl tek bir kalp kırmayan…
Altı çocuğunun biri kız.. O da ben!.. Beşi oğlan. İkisini toprağa verdi daha yaşarken. Acısı yüreğinde katmer katmerdi, yine de insanlara gülerdi.
“Lep demeden leblebiyi anlayacaksın, tak demeden takaya varacaksın. Kalırsan el beğensin, ölürsen yer beğensin. Kalp kırmayacak, yapacaksın. Önce suçu kendinde arayacaksın.
Çok çalışkandı.
“İş seni kovalamaz, sen işi kovalayacaksın” derdi.
Bilgeydi, bilgiliydi. Saygılıydı, sevgiliydi, itaatkar olmaktı felsefesi… Fedakardı, cefakardı, hiç beklemeden hep verendi O! Temizlik tutkusuyla, sakız çarşaflı sarışınımdı O!
Annem, canıma CAN VERENİM!
Süt kokulu göğsünde huzur
bulduğum, hüzünlerimde yüreğine sarıp sarmalayanım.
Neredesin annem?
Bak, yaşam beni silkeliyor, örseliyor. Kucağına saklanmak istiyorum. Yüzümü yüzüne sürmek, göğsünde ağlamak, gözyaşlarımı öperek silmeni istiyorum.
“Geçecek kızım, gün kararıp kalmaz” diyen sesini duymak için nelerimi vermezdim. Kokunu özledim annem.
“ANNE!” diyebilmek, seslenebilmek ne büyük mutlulukmuş meğer.
Bu gün Anneler Günü!..
Bu gün benim yüreğim çocuk..!
Annesini özleyen, yüreği buğulu gözleri nemli bir çocuk!
Bu gün sakız çarşaflı sarışınımın gününe ağıtlar yakmak istiyorum.
KUTLAMAK, YAŞAYAN ANNELERE…
ÖZLEMİN FERYADI AĞITLARSA…
GÖKYÜZÜNE AKAN ANNELERE..!