ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Yasemen | Yılmaz Pirinççi

04.07.2022
284
A+
A-
Yasemen | Yılmaz Pirinççi

Zamanın izini sürüyorum gecenin karanlığında.

Alabildiğine soğuk,

Alabildiğine kar,

Yasemen…

İki yıl geçti değil mi?

Soğuk bir İstanbul akşamında masaya gelene kadar soğuyan çayları ısıtıyordu nefesin.

Karlara bata çıka yürümüştük birlikte tramvay durağına kadar,

Sigaradan çektiğin her nefes içinden bir şeyleri atmak ister gibi savruluyordu,

O buz kesen İstanbul akşamına.

Cimcime küçücüktü o vakitler.

Elimi tutmuştu.

İlk kez gördükleri bu adamla “nasıl bu kadar yakın duruyorsun” der gibi bakıyorlardı sana.

Acılar ne çok sevmişti birbirini.

Ve ne çok öpüşmüştü ayrılıklar,

Onlar bunu bilmiyordu.

Bu gece senin “adam” deyişini okudu yine ayran akıllı

Ve eminim, benimle birlikte o da ağladı.

Uzun zamandır haber almıyorum kızlardan.

İyi olduklarını düşünmek istiyorum.

Hem iyidirler.

Sen merak etme.

Hayat ne garip…

Kime sarılsan uçup gidiyor kuş misali.

Her şey bir varmış, hiç yokmuş gibi.

Zamanın izini sürüyorum gecenin karanlığında.

Ne zaman seni düşünsem,

Kızları okutmam lazım adam deyişini hatırlıyorum.

Ve onlardan söz ederken gözlerinde dalgalanan o denizin mavisini.

Ne çok koştun durdun oradan oraya.

Kaç çocuğa annelik ettin.

Kaç hayata dokundun,

Kimsenin dokunmadığı o kadınların saçlarında.

Hani hep derdin ya

Sen kalemim ol,

Ben sana ses olayım diye,

Senin sesine taşıyordum bütün yazdıklarımı.

Ne çok gurur duyuyordum seninle.

Senin sesin değince yazdıklarıma,

Binlerce kilometre ötelerden bir sokak çocuğunun başını okşuyordum senin yanında.

Bembeyaz bir gelinlik gibi karla örtülüdür şimdi seninde üstün.

Kim bilir, kızların ektiği yediveren güllerden biri incecik bir filizin yeşilini… Gülümsüyor bekli de senin yüzünde.

Belki okuduğun bir şiirin dizelerini savuruyor kar taneleri.

Işıkları çoktan sönmüş o şehrin çok uzağında senin fotoğraflarını konuşuyor kızlar.

Şimdi burada olsaydı…

Orda olduğunu bilmiyorlar ki.

Ben böyle çok uzaklara şiirler yazınca uykum kaçıyor.

Bak, ayran akıllı da iyi değildi bu gece.

Yüreğine dokunan bir şeyler vardı sesin de.

Hani ağlamak ister gibi olur ya insan.

Öyle bir şey işte Yasemen,

Rahat uyu emi…

Yılmaz Pirinççi

 

Yılmaz Pirinççi
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.