Uzaklardan bir gemi | Yılmaz Pirinççi
Uzak bir şehre gitsek bir gün seninle
Aynı anda insek farklı otobüslerden…
Sarılsak şöyle yarı korkulu
Saçlarını koklasam yinede…
Boynuna değse dudaklarım.
Bakışıp gülsek birbirimize
Sonra elele tutuşup yürüsek
Kimse tanımasa bizi
Biz kimseyi tanımasak…
Gün boyu gezinsek seninle
Oturup uzun uzun sohbetler etsek
Sen hep gülsen
Ben hep erisem gözlerinde…
Uzak bir şehre gitsek bir gün seninle
Altını üstüne getirsek her yerin
Tabanları şişse ayaklarımızın yürümekten
Hiç akşam olmasa.
Deniz kenarı otursak bir süre.
Tuzlu iyot kokusuna karışsa nefesinin kokusu…
Üşüsen yaslansan şöyle iyice
Bir yerlerde havai fişekler patlasa
Yıldız yağmuru gibi ışıklar düşse denize
Uzaklardan bir gemi çığlık çığlığa öttürse düdüğünü…
Uzak bir şehre gitsek bir gün seninle…
Uzakta kalsa bizden başka her şey
Takvimler yazmasa o günü
O gün hiç bilinmese,
Uzak bir şehre gitsek bir gün seninle…
Bir daha hiç dönmesek geri…