Ülkelerin Kültür DNA’ları | Dursaliye Şahan
Deniz Alev’in ödül alan Bir Garip Köy Lokantası kitabını okuyunca aklıma hemen ustanın kitabı geldi. Anneannemin Gramofonu. Evet Muzaffer İzgü’nün çocuk öyküleri. Bence ustanın bu kitabı, ilkokula giden her öğrenciye önerilmeli.
Sonrasında da aklıma yine resimli bir kitap olan, daha küçük çocuklar için yazılmış Havuç Kız geldi. Yazarı, Merve Başcumalı’nın bizzat okullara gidip çocuklarla turşu atölyeleri yaptığını da duydum.
Ortak teması mutfak olan bu üç çocuk kitabı birbirinden farklı hikâyeler anlatıyor elbette.
Şimdi çocuklar için yazılmış kitaplarda mutfak önemli mi? Ya da ne kadar önemli?
Bir ülkeyi tanımanın, anlamanın kolay yollarından biri onların mutfağını tatmak hatta o mutfak üzerine düşünmekten geçmiyor mu? Bence mutfak ülkelerin kültür DNA’larından biri sayılmalı.
Neyse aslında bu üç kitabı kendi adıma şunun için sevdim ve önemsedim.
Yiyecek terörü altında yaşadığımız son yılların dünyasında bize gerçek besinleri ve kaybedilmeye çalışılan o iyi mutfağı anlatıyor.
İzgü’nün Anneannemin Gramofonu isimli öykü kitabında; kahramanın serüvenleri ve mutfak anlayışı söz konusu olduğunda iki kuşak sonrasıyla yaşadığı çatışmayı okuyoruz.
Bizim için de aynı şey geçerli değil mi? Örneğin Z kuşağı için turşu kurmak milattan önceki bir yemeği denemek olmuyor mu?
Oysaki doktorlar sık sık evde yapılan turşuların sağlık için yararını tekrarlıyorlar.
Ayrıca Bir Garip Köy Lokantası dayanışma, arkadaşlık konusunda da güzel bir metin olmuş.
Ben çocuklar için iyi edebiyat listesine girecek kitaplar arasında bu tür eserlere yer verilmesinden yanayım.
Unicorn oyuncaklarının merkeze alındığı çoğu hikâyelerin, masalların tam da sistemin istediği tüketim toplumunu inşa ettiğini düşünüyorum.
Haber Kaynağı: