Dolar 34,5055
Euro 36,4583
Altın 2.955,93
BİST 9.084,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 18 °C
Az Bulutlu

Tohumun Öyküsü | Ercan Kızılay

16.09.2019
1.208
A+
A-
Tohumun Öyküsü | Ercan Kızılay

MENDEL’İN TOHUMLARI

Gregor Mendel, Avusturyalı bir papaz( 1822-1884).
Günün birinde, kilisenin bahçesine, düzgün kabuklu bezelye tohumları ekiyor. Çimlenen bitkileri besleyip büyütüyor ve zamanı gelince olgunlaşan bezelyeleri hasat ediyor. Elde ettiği tohumlara bakıp şaşırıyor; çünkü, düzgün kabuklu tohumların yanında buruşuk kabuklu tohumların da var olduğunu görüyor.
Ertesi yıl, buruşuk tohumlarla, düzgün tohumları ayrı ayrı ekiyor.
Hasat sonunda ne görüyor?
Düzgün kabuklu tohumlardan yetişen bezelyelerden, hem düzgün tohumlar ve hem de buruşuk tohumlar elde ederken, buruşuk tohumlu bezelyelerden sadece buruşuk tohumlar elde ediyor.
Daha sonra bu iki tür arasında çaprazlamalar(melezleme) yapıyor ve elde ettiği sonuçlardan yola çıkarak, bugünün modern genetik biliminin temelini atıyor.
Bizim bademlerse; böylesi bilimsel etkinliklerde bulunmaktan çok uzakta olup, insanlarımıza uhrevi dünya masallarını naklederek, kendi dünyalıklarını biriktiriyorlar.

YAŞAMIN KURBANLARI
Nedendir bilinmez o sabah erkenden uyanmıştım. Üstelik oldukça geç saatlerde uyumuş olmama rağmen, dinç ve zindeydim. Bir gün önceden başlayan, sabaha kadar dinmeyen yağmur doğayı pırıl pırıl temizlemişti. Yaz aylarına göre oldukça soğuk bir gece geçirmiştik.

Yatağımdan kalkıp penceremi sonuna kadar açtım. Sabahın saf duru havasını ciğerlerime çekmek için kollarımı açmıştım ki… Gözlerim yuvasından fırladı birden. Pencerenin önünden bir kedi geçiyordu. Ağzında, ana rahimdeki cenin gibi iki büklüm olan yavrusuyla. Sokak kedileri isimsiz olur. Onun da adı yoktu.

Seslendim ona “Ey nereye gidiyorsun? Çabuk buraya gel!”

Dinlemedi beni, hızla gözlerimin önünden geçip gitti. Şaşkındım. Bu yabancılık, umarsızlık da neyin nesiydi? Önceki iki doğumu bizde gerçekleşmişti. Birinde beş yavru diğerinde üç yavru derken sekiz yavrusunun manevi annesi olmuştum. Üstelik bu hamileliği boyunca onu doyuran da bendim.

Evet, dua etmiştim… -İnşallah çok daha mutlu olabileceğin yerde doğum yaparsın!- 
Sonunda doğumu başka yerde yapmıştı. Dışarıda onlara yine bakabilirdim. Sevinirken o sabah gördüğüm manzarayla duygularım altüst olmuştu. 
Korkmuş olmalıydı. Üstelik gece de soğuk geçmişti. İçimin paralandığını hissettim. Üstüme bir şeyler geçirip soluğu dışarıda aldım. Koyu bulutlar yeniden şiddetli bir yağmurun habercisiydi. 
Arka bahçeye geçtim.İnceden inceye ağlayan mecalsiz bir sese doğru gittim. Ağacın altında biri sarı diğeri beyaz iki yavrunun yüzleri ıslak zemine yapışmış, başları yana düşmüştü. Ardaki çitten komşunun bahçesine atladım. Beyaz yavruyu elime aldım, ölü gibiydi başı yana düştü. 
Baktım anne kedi yavrusunu bir yere bıraktıktan sonra koştur koştur bize doğru geliyor. Sarı kediyi de duvarın üstüne koyarak kendi bahçemize geçtim. 
“Haydi kızım, onu da sen al, birlikte eve gidelim” dedim ona.
O sarı yavruyu ben beyazı alıp evin yolunu tuttuk. Odama girer girmez ağzındaki yavrusunu yorganımın altına saklamaya başladı. Gözlerime inanamadım. Onun bakışlarında ise dehşet ve panik vardı. Yavrulardan birinin başına istenmeyen bir şeylerin geldiğini o an anladım. 
Devam edecek

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.