Şehirler Dolusu Yalnızlık | Yılmaz Pirinççi
Şehirler dolusu yalnızlık taşıyorum bir kent’ten bir kente giderken
Karşılaştığım yüzlerde seni görmek ihtimali kaç milyarda bir
Kaç milyon olasılığın aynı acıya denk düşmesidir yağmurlu bir ikindi vakti gözlerinle buluşmak bir vitrin önünde
Belki aynı gömlek içersinde sen kendini ben seni düşünürken omuzlarımızın birbirine selama durması hangi büyülü yıldızın sihirinde gizli.
Oysa biliyorum.
Belki yıllar oldu o şehrin dışına hiç çıkmadın
Hiç bir uçak biletine
Hiç bir otobüs kaydına düşmedi adın
Hatta belki o sakin koya bile bir kez olsun adım atmadın
…
O incir ağacı.
Tepemizde durmadan çığlıklar atan o tembel martı unutmuştur, çoktan bizi…
…
Bir gün.
Yani her zamanki günlerden bir gündü işte.
Birden topladın sana ait ne varsa
Elbiselerin
Ayakkabıların
Parfümün
Zaten arta kalanları da ben getirmiştim sana
Bir tek sesin kalmıştı duvarlarda
Bir de kokun
Silemediğim
Sahi ne kadar sevmiştin sen beni
…