Sardunyalar | Prof. Dr. Haşim Hüsrevşahi
Değerlendirme: Nesrin Maple
‘Tevatüre göre, kuşların hükümdarı olan Simurg (Zümrüd-ü Anka, Tuğrul Kuşu ya da batıda bilinen adıyla Phoenix), Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesiymiş. Onun yuvası Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Kuşlar bir gün ondan yardım dilemek için yola çıkmışlar. Onun yuvasına ulaşmak için çetin 7 vadiyi geçmeleri gerekiyormuş; İstek, Aşk, Ayrılık, Hırs, Kıskançlık, Şaşkınlık ve Yokluk vadileri. Yollarda telef olmuşlar. Sadece 30’u zirveye ulaşabilmiş. Oraya varınca ögrenmişler ki; Farsça’da Si-Otuz, Murg- Kuş” demekmiş. Kendileri Simurg’muş. Onu beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yok oluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürebilmekmiş hakikat.
Feri’ye yazdığı mektupta ‘ben kendim olmam için – bunların arasında yaşamışım – bunların arasında ölmüşüm’ dizelerini okuduğumda yokluk vadisine ulaştığını hissettim. Ancak ömrü küllerinden yeniden doğmasına yetmedi sanırım. Çektiği acıların, ruhuna yapılan işkencelerin bittiğini umuyorum.
‘ Ve ben o küçük kadınla karşılaştım
Gözleri simurgların boş yuvaları gibiydi
Baldırlarının kımıltısında giderken sanki
Benim görkemli düşümün kızlığını götürüyordu gecenin yatağına’
Oğlu’na yazdığı şiirinde diyor ki;
‘Arsızlıkla damgalanan boş kinayelere
Gülen bendim kendi varlığımın sesi
olayım istedim yazık ki ‘kadın’dım.’
Nesrin Maple 12.12.2021