Sancılı Bekleyiş | Yılmaz Pirinççi
Kimseler ölmez demiştin hiç kimseyle.
Sadece ölene kopar demiştin kıyamet
Peki bu çizgiler ne böyle
Kalem kalem yüzüme çizilen
Aynaya her baktığımda daha çok kırmızı
Bu santim santim çürüme neyin nesi
Söyler misin?
Sen çekip giderken sessiz sedasız
Ne olurum hiç düşündün mü?
İnce ince kanıyor içimde yaşanmamış ne varsa
Sesinden kanatlanan kuşlar hiç göç etmedi ki
Hiç terketmedi ruhun
Ellerinin değdiği sardunyalarda kokun
Ve hala kulaklarımda adamım diyen sesin.
Hiç bir şey demeden susarken birden
Ben nasıl konuşurum
Hiç düşündün mü?
Coğrafyalar, iklimler değişti
Takvimlerde yapraklar
Hepsi benim dışımda
Ben hep aynı yolculuklarda vurdum yüreğimin o en amansız en zamansız başkaldırılarını
Unutmakla ilgili ne varsa yasaklar listesine aldım
Bir gülümseme iliştirdim dudağımın kenarına
Sen hep aynı yerden öperdin diye.
Ben nasıl unuturum
Hiç düşündün mü?
Harf harf yüzünü çiziyorum satırlara
Yüreğim her gece bir başka sokağın köşesinde vuruluyor yeniden
Okuyanlar şiir sanıyor yazdıklarımı.
Kim toplayabilir ki gözlerini yıldızlardan
Gök kuşağına karışmış ruhunu benden başka kim duyabilir ki
Sancılı bir bekleyiş şimdi her yeni güne uyanmak
Kavuşmak ölüm iken,
Ve sensiz zehir zıkkım bir sigaranın öksürük nöbetleri iken yaşamak…
Sensiz nasıl?
Sensiz nasıl yaşarım hiç düşündün mü?
Yılmaz Pirinççi
..