Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Pın(a)rtemis’e Notlar/2 | Gökhan Barış Pekşen

06.08.2019
1.257
A+
A-
Pın(a)rtemis’e Notlar/2 | Gökhan Barış Pekşen

Gözle görülür bir olay değil ki bu
öyle olsa ne gerek kalırdı Gray;in portresine..

Hele de satırlar başımı kesmeye hevesliyken
güneşin altında olup da gölgesiz kaldıysan
anlardın Pın(a)rtemis..

Anlardın,
toprağa atılan tohumların bir daha büyümeyecek oluşunu..

Ayrıca şunu da belirtmeliyim ki,
bizimde tıpkı ilkeller gibi oku atan yayı ele geçirmek gibi teşebbüslerimiz oldu bu gece..
24 Nisan/2019 Üsküdar

Hani karanlığa tıkılmış eşyalar vardır ya Pın(a)rtemis
eski, köhne
bir deponun en diplerinde olur ya hani
ışığa mahrum kalmış 
ellerin neden uzak der gibi hani..

O karanlık geceleri nasıl anlatayım sana,
hiç hazır değilim..

Ben bir fotoğrafın düşüyüm Pın(a)rtemis
Peki ya sen ?
27/Haziran/2019 Üsküdar

Boş gemiler geçiyor gözlerimin önünden bu gece,
bu ev boğuyor beni
bu ev darmadağın bu gece..

Tüm eşyaları kıran ellerin gözyaşları
ve fırlatılıp atılmış bir akor sesi..

Saçlarım beyazlamıştı, 
benlerim bedenimde affedemeyeceğim günahlar biriktirmişti,
kimin parmak izleri bunlar
söyle bana!

Ben,
ototrof bi’ tanrı olmaktansa
riyakar bir kul olmayı seçtin Pın(a)rtemis

İnsan kendini ayırmış dinle, 
dille 
ve 
renkle
Lütuf mu yoksa ceza mı?

Kapat gözlerini,
sen kimsin Pın(a)rtemis

Elmacık kemiklerime kimse dokunmadığı için tüm kadınlardan nefret ettim.. 
Yılana da kızamazsın.. 
O da sonuçta bir elma..
30/Haziran/2019 Üsküdar

Gittin; 
senin için kurduğum cümlelerden, 
senin için kurduğum dünyadan
beni unutan sesimden, 
tenimden, 
şarkılardan, 
hazirandan …

Kalktım; 
kendime sahip çıktım .. 
Çeşitlenerek çoğalan ruhumu diri ateşlere attım..

Alışmak değildi bu, 
gövdemde ki ürpertiyi artık hissetmedim..

Kimsin sen Pın(a)rtemis
Seni hayatta tutmayı denedim ama olmadı..
Dudaklarımda bir kadın nefesi, 
Goethe ve Wittgenstein aşkla öpüşüyor gibi.. 
Sonra ilkokul sıraları kadar kimse sığamıyor içime,
kimse tanıdık gelmiyor, 
kimse içimde ki o yaralı hayvanı göremiyor..

Ağlayacak gibi olduğumda birine mektup yazıp, 
onun hayatımdan çıkmasını bekliyorum..
01/Temmuz/2019 Üsküdar

01:42
Bar taburesinde yazdıklarımı okuyordum sana Pın(a)rtemis
arada kendi yansımamı izliyordum aynada ve girip çıkanların hikayelerini attığı adımlarla adlandırmaya çalışıyordum Raymond Visan’ın yerinde..

Susarak dinliyordu beni oturduğu yerden
bir Tecilla daha söyledi,
bir kaç buz parçası daha..
Masanın üzerinde duran kadehini alıp önümdeki tabureye oturdu,
ana rahmiine batırılmış o yüzündeki ifadeyle susarak devam etti dinlemeye beni..
Yüzündeki saklı o ucuz otel odalarının pis kokuları siniyordu üzerime, 
gözlerinin altındaki çizgilere bakarak, 
silinmiyor dimi her şey dedim!

Tırnaklarının arasında kalan tuz parçalarını yalamadan diliyle barmene seslendi,
hey Tax
bir tecilla daha ..
Tax yüzünde acı bir tebessümle gözlerine baktı kadının, mutsuzluğun içindeki insan profili sen olamazsın Emel..

Mutlu olanlarda hastanelere, 
tımarhanelere düşüyor Tax, 
boşver şimdi öğüt vermeyi şişemi getir sadece..
Tax elindeki tecilla şişesini sertçe Emel’in önündeki bar masasını vurup sırtını dönüp uzaklaştı..

Yüzüne baktım uzunca Emel’in
ve ellerine..

Elleri soğuk ve çelimsiz bir kentin kimsesiz çocukları gibi yetim kalıyordu bar masasının üzerinde..

Başını hafifçe yukarıya çevirerek Tanrı’ya seslendi sessizce, 
ve ardından sustum..

O an,
kop koyu bir hâl aldı burası –
ben çoktan unuttum..

Çıkış kapısına ördüğü kırmızı tuğlaların kana bastırılmış rengiydi bu..

Tax çok geçmeden anlamıştı ayrılığı,
ben zaten doğruları fısıldamıştım ruhuna..

Emel ayağa kalkıp sallanan bedenini oturmakta olduğum bar taburesindeki sırtıma yasladı sırtını, 
kafasını hafifçe yüzüme çevirip –
içsel intiharını burada arama dostum
burada aradığın tek şey o kaçtığın şey her neyse onu unutmak için burada olduğunu bende biliyorum,
Tanrı^da
dedi..

V numaralı tabletin getirdiği yol (yeryüzünde cehennem) diye fısıldadı kulağıma kısık bir ses tonuyla..
Ve ben,
bu dünyadan göçtüğümde
halâ aynı güneş parlıyor olacak dedi, 
gökyüzünde..

Olduğu yerden doğrulup yürümeye başladı Emel,
barın çıkış kapısına doğru ilerlerken ansızın yüzünü bana dönüp,
anladım seni dostum –
dar alanlarda sıkışmadan geniş alanlarda gezinmeye benziyor mutluluk,
dedi..
Ve yüzünü tekrardan barın çıkış kapısına dönüp kendi yalnızlığına doğru emin adımlarla yürüdü..

Bir bira daha söyledim,
aynadan yansıyan yüzümü Tax’ın yüzüne dikerek –
herkesin çoğu zaman sustuğu yer
ağıt yakılan yerdir, 
ya ölüler vardır ya da çoktan bitmiş bir hikaye..

Kalbimi söküp alan demir doğramacısı gibi, içeriden sert çekiç sesleri geldikçe güzel bir şey başlayacak sanıyordum Tax..
1/Temmuz/2019 Buddha Bar/Kadıköy

07:50
Bay Regl’nin hikayesini öğrenmek istediğiniz için, 
yaşamımdan bir yılımı vermemi istediniz bu şiirde.. 
Ve bende, 
önce kendimden başlayarak kandırıyorum herkesi..

Ve şimdi önümdeki duran o duygusuz soğuk taş duvara kafamı vurmalıyım ki dağılsın tüm harfler ateşe, 
hadi yakalım şimdi herkesi bu büyük pazarda Pın(A)rtemis

..
.
Sonra oturup yazmaya başladım sana,
bir kahve daha yaptım
ve kapattım gözlerimi..

Telefonumun uzunca çaldığını farkettim
uzunca konuştuk seninle
her şey yerli yerine otursun diye 42 senemi anlattım sana..

Sen benim 3 aylık dul karımsın dedim..

Kadın gülüyordu,
ilk kez güneş adamın tenini yaktı..

En türkçe haliyle bir aşka..

– Gökhan Barış Pekşen
– Pın(a)rtemis’e Notlar/2
– 20072019

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.