Osmanlı İmparatorluğu’nda Görev Bekleyen Kadılar | Kerim Özbekler
Yalan söylediğinizi biliyoruz.
Yalan söylediğinizi, siz de biliyorsunuz.
Yalan söylediğinizi, bildiğimizi de biliyorsunuz.
Yalan söylediğinizi bildiğimizi, sizin bildiğinizi de biliyoruz.
Buna rağmen, yalan söylemeye devam ediyorsunuz.
(Aleksander Zoljyenitzin)
Osmanlı’nın son dönemlerinde, İstanbul’da bir kahvehanede görevden alınmış kadılar-vekalet bekleyen kadılar-atanmayı bekleyen kadılar buluşur. Çay-kahve içerler, sohbet ederlermiş.
İki yıl kadılık yapan kişi, iki yıl boşta kalıyor ve ancak bu süre geçtikten sonra yeniden kadı vekilliğine atanabiliyormuş. Yeniden görev bekleyenler, kendi aralarında birbirlerine atanmak için ne kadar süreleri kaldığını soruyorlarmış;
-Sizin kaç ayınız var?
-Sekiz, sizin?
-On iki..
Kenarda sessiz duran birine dönerler;
Sizin efendim?
-Ben yeni geldim, benim 21 ayım var.
O sırada kahvehanenin dışında oturup, açık duran pencereden içeriye kulak kabartan bir ayı oynatıcısı “21 ayım var” sözünü söyleyene döner;
-Efendi, o 21 ayıdan bir ayıyı bana versen. Ben de oynatıp para kazansam, sana bol bol dua ederim, der.
**
İnsanlar, olan biteni hep kendi açılarından ve kendi kaygı ve beklentileri çerçevesinde izlemek eğilimindedirler.