Ölüyoruz İşte, Ölmediysem Ölürüm! | Mir Murat Demi
Dünya da kimler var, ülkemde kimler var, birer beşer, ellişer, yüzer, binler, on binler, milyonlarca da öldüğümüz oldu. Ölüm kaçınılmaz, yaşam sürelerinin artmasından ziyade yaşanan sürede ki kalitenin yükselmesi ve ölümlere sebep; ahmakça, cahilce, insan ihmali ve insan sebepli ölümlere son verilmesi. Ne aklıma aldırabiliyorum, algılatabiliyorum ne de yüreğim, vicdanım kabul diyor. Elveda deyip gidiyorsa giden, ölen, eyvallah, üzüntülerimizi gömeriz yüreğimize, zordur elbet sevdiğini kaybedip toprağa vermek de, beceririz yaşamasını, nicelerini başarmadık mı, yeter ki ölümler insanca olsun.
Hani her insan da optimum 30 trilyon hücre var diyor ya bilim, hiç birini ayırma, görme, gösterebilme şansımız olmayan. Ölenlerimiz aynı değil mi? Parçalandıkça parçalanacak 30 trilyon değil belki de yüzlerce katrilyonluk parçalara ayrılacak ve bütün, bir arada olmayacaklar. Çiçeklere, nebata gıda olacaklar belki, hayvanata yem, insan olarak dolaylı yoldan ölenlerimizi de yiyeceğiz belki. Mesele ölmek değil, ölmekte bir son değil, bırakın beşeri, somut vücutlarımızı, ruhumuz var. İnanmam ki bu sonsuz zaman için de 70-80 yıla sıkıştırılmış olalım, 70-80 yıl hayatta olup öylece sadece hatıralar da kalalım.
Ölüm tüm insanların hemfikir olduğu istisnai bir hal, tüm insanların aynı düşündüğü, aynı inançta olduğu o kadar az şey var ki, tek elin parmakları kadar ve biri ölüm, bir diğeri de yaşarken insanca yaşayamamamız. Sevdiğimiz öldü, sevdiklerimiz öldü, dostlarımız, arkadaşlarımız öldü, aynı ortamı paylaştıklarımız ve aynı hedefe kilitlendiklerimiz var, öldü, aynı milletin mensubuyuz, aynı halk, öldü, aynı dünya da yaşıyoruz, öldü. Ölmek kolay, inanın kolay, zor olan, itici gelen, üzücü ve berbat olan insani olmaması. Ölüm halinin hiçbir etik kuralın içinde yer alamaması, ölüm için akıl tarafında teselli verici bir etken, sebep bulunamaması. Ne bilimsel olarak ne de geleneksel usullerle, ne gönüllerimizde ne de vicdanımızın katılımından oluşan kocaman komisyon tarafından açıklanamaması.
Maksimum bir asır sonra hiç birimiz yokuz, ölmüş olacağız, ne çıkar, ölmek yok olmak değil ki. Otuz katrilyona bölünmüş halinle sende olacaksın bende, ah bir de insanca ölebilsek, ölenlerin, sevdiklerimiz, bildiklerimiz ya da dünyanın bir ucun da, tüm insanların insanca, insani öldüklerini bilip, görebilsek. Bu metni buraya kadar sabırla okuduysan, samimi ve içten bir yüreğe sahipsen, hayvanlar, ağaçlar, tüm çiçekler, nebat dediğini duyar gibiyim de, dur bi dur, insanlar insanca ölmüyor.
Mir Murat Demi