Ne Haddimize | Cevdet Vural
Bakma öyle güneşin pırıl pırıl olduğuna
kara bulutlar yazılmış kaderlerine
sığınakları ışıksız gecelerde
güneşe susamış zemheri gibi
ademler havvalar var karanlıklarda
çocuklar var tedirgin ve ürkek
korkular aşılanmış
zehirli yecüç mecüç masalları
yalnız ve nafile gecelere baskın
bir yanı şükürken ekmeklere katık
bir yanı bollukla sınavlı tanrılardan
ne haddimize direnmek
ne haddimize tanrılara söylenmek
cennet var öte yakada müjdeli
nasıl söyleriz azap türkülerini
nasıl kahrederiz
nasıl küseriz, tövbe tövbe
iman dolu yazgılarımıza
silinmez bir yazı anlımızda mühür gibi
çözülmez inançlarımız tanrılardan düğümlü
soru sorulmaz ilahi güçlere
ortasında kalsakda labirentlerin
ademden beri kilitli bir yol
bir elma mıydı
yoksa bir nefsmiydi suç
çıkmaz sokakların ön adı cehennemin başlangıcı
ötesi sırat köprüsü
berisi esaret dünya
şerbet tadında acılarımız
biziz tutsak yaşamların kahramanları
duldasız kaldık isyan etmeden
gölgesi olmaz karanlıkların
sade cenneti düşledik sabırla
ağlayarak açmişsak gözlerimizi dünyaya
öte yakada saklı gülüşlerimiz
hep korkuyla dinledik
öte yakanın hikayelerini
hep korktuk
ilahi güçlerin adaletlerinden
isyan etme dediler acılarımız ilahi takdir
günah ah ulan demek yazgılarımıza
kurt kapantılarına gebe yaşantılarımız
düşlerimizde dahi sessiz çığlıklar
hayeller bile uçkun sa
kanadı kırılmış gibi düşüncelerin
üşüşür cehennem alevleri
nöbet nöbet uykularımıza
en yorgun gecelerimizde
kara basanların kıskacında sabırlar
hep hayra yorduk şerleri isyan etmeden
sınav yeri bu dünyada
hiç gülmedik ağız dolusu
hep usul usul ağladık
Cevdet Vural
20 4 2020