Nasihat | Adnan Sökmen
(Kadehimdeki şiirler)
Yaş elliyi geçti…
Yolculuğa çıkma vaktidir şimdi…
Eski dostları, eski aşkları ziyaret etme vakti…
İki kadeh parlatma vakti…
Atlayıp gideceksin mesela…
Agora meyhanesine…
Ya da ne bileyim…
Yedikule’deki Safa’nın yerine…
Açtıracaksın bir Klüp rakısı…
İlla ki vardır haydarisi, roka salatası…
Kalmadıysa da söylersin Ruhi bey’e…
Yaptırır aşçı Ekrem’e İzmir fava’sı…
Eee, dedim ya yaş elliyi geçti…
Vedalaşma vaktidir şimdi…
Ne diyelim; selam olsun…
Selam olsun…
Üzülenlere üzenlere…
Kalanlara gidenlere…
Bak arkadaş!..
Yapamadıklarını yapacaksın bu saatten sonra…
Bir kedi alacaksın sokaktan meselâ…
Bir güvercin…
Ya da ne bileyim çelimsiz bir köpek…
Mutlu olacaksın işte onlarla…
Birinin adını Limon koyacaksın…
Diğerininkini Tutku…
Dedim ya, yaş elliyi geçti…
Ha, en önemlisi ne biliyormusun ihtiyar…
Olacak gönlün hem şen, hem bahtiyar…
Hatta açacaksın her gece bir şişe şarap…
Kalmayacak kalbinde, ne gam ne de ızdırap…
Bak bir nasihatım var hem sana, hem kendime…
Dinlermisin, artık bu senin bileceğin mesele…
Ama kulak ver…
Kulak ver, şu serseri kardeşine…
Kısacası…
Hayat hoş gerisi boş…
Atma, atma hiç bir şeyi içine…
Yaş elliyi geçti…
Gömüldü o yaşananlar kavak ağacının dibine…
Hiç kahretme…
Nerde sevdiklerim, hani sevenler deme kendi kendine…
Yolculuğa çıkma vaktidir şimdi…
Yapamadıklarını yapma vakti…
Hadi koy çantana pişmanlıklarını…
Koy hatalarını…
Yap, yap yeniden aynı aptallıklarını…
Dert değil, benzemesin hiç biri birbirine…
Ama öyle yaşa, öyle yaşa ki…
İnadına yaşa…
Kimse demesin arkandan, yahu bu nasıl bir deli…
Adnan Sökmen