2. Hiçbir zaman kendi evimizde değiliz, her zaman olduğumuz yerin ötesindeyiz. Korku, arzu, umut bizi geleceğe doğru yönlendiriyor ve olacak olanla oyalayarak olanın anlamından uzaklaştırıyor. (s.18)
3. Kendini ilgilendiren şeylerle uğraşan kimse ilk olarak kendini, kendine özgü olanı tanıması gerektiğini anlayacaktır. Ne olduğunu bilen kişi, başkalarının yaptıklarıyla ilgilenmez. (s. 19)
4. Kendi olanaklarımız ve gücümüz dışındaki şeyler için yemin etmemeliyiz. Çünkü olaylar her zaman bize bağlı değildir ve gerçek anlamda elimizde olan tek şey, istemektir. İnsanın görevleriyle ilgili bütün kurallar mutlaka istemekle gerçekleşir. (s. 24)
5. Bir papaz, tanıdık bir köpeğin bize dilini bilmediğimiz bir insandan daha iyi eşlik edeceğini söylemiştir. Sessizlik, yalandan daha etkilidir.(s.31)
6. Diğer bütün erdemler gibi yiğitliğinde bir sınırı vardır. Eğer bu sınır aşılırsa insan kendini erdemin karşısında bulur.(s. 38)
7. Korkuya katlanamaz hale gelip, kendini asan, boğan, atlayarak insanların olması bize korkunun ölümden daha katlanılmaz ve tedirgin edici olduğunu gösterir. ( s.47)
8. Kader, hayatı boyunca ne kadar gülmüş olsa da, insan, hayatının en son gününün nasıl geçtiğini görmeden mutluyum diyemez.(s.49)
9. Tutkulu ve şanlı bir hayat sürdürmek için düşünüldüğünün tersine tedbire ve kuşkuya daha az yer vermek, onları hayatımızın dışında tutmak gerekir. Korku ve güvensizlik, kötü darbeleri davet eder. (s.71)
10. Başkalarının aptallıkları ve zayıflıkları bile çocuğa birçok şeyler öğretecektir. Herkesin tutum ve davranışlarını gözlemleyerek iyiye özenecek, kötüyü küçümseyecektir.(s.84)
11. Bilgili kişi her yerde mutlu olamadığından yalnızlığı seçmez, bir saray kalabalığının ortasında bile mutlu olabilir. Eğer seçim hakkı varsa kaçacaktır, görünmez bile olabilir. Gerekirse sosyal hayata katlanır ama özgür ise ikinci yolu seçer.(s.108)
12. Halkımızın davranış modeli olarak kendi adet ve davranışlarımızı almasını gayet iyi anlıyorum. Ama sadece halktan insanların değil, bütün insanların yaptığı hata da, kendi doğdukları yerdeki adetlerin dışında başka hiçbir adetle yaşayamayacaklarını düşünmeleridir.(s.130)
13. Bütün hareketlerimiz bizi açığa vurur… bir at sadece yarışta nasıl hareket edeceğine göre değil, aynı zamanda yürüyüşüne ve ahırda nasıl dinlendiğine göre de yargılanır.(s.133)
14. Eski çağlarda bir çalışma sanatı uzmanını mesleğinin küçük şeyleri büyük görüp, büyük göstermek olduğunu söylemiştir, tıpkı küçük bir ayak için büyük bir ayakkabı yapan bir ayakkabıcı gibi. ( s.136)
15. Eğer bazen kendimizi incelemek, başkalarını denetlemek ve bizim dışımızdaki şeyleri tanımak için harcadığımız zamanda düşünme zahmetine katlanırsak, iç düzenimizin ne kadar zayıf ve kusurlu parçalardan oluştuğunu kolayca görürüz.(s.138)
16. İnsanlar bazen gereksiz ve önemsiz titizlikler yaparak fark edilmek isterler. Bütün dizeleri aynı harfle başlayan şiirler yazan şairler vardır.(140)
17. Önceden kararı verilmiş, dingin bir eylem olmalı ve dua özel saygı ve dikkati korumaya yatkın bir bedenle edilmelidir.(s.144)
18. Felsefeciler iyi niyetli bir insanın dünyanın bütün şöhretini elde etmek için parmağını bile oynatmayacağını, çünkü buna değmeyeceğini söylemişlerdir.(s.170)
19. Ölüm karşısında en cesur en doğal duruş, korkmadan, endişe etmeden ölüme bakarak durmak ve hayatını sürdürmeye devam etmektir.(s.191)
20. Kim ne derse desin, insanın köşeye çekilip yaşadığı hayatta da diğer hayatlarda olduğu kadar, hatta belki daha zor görevlerle karşılaşmak mümkündür. (s.236)
İZDİHAM