Mezarlar Üzerine Kapitalist Çeşitlemeler | Taylan Kara
Var Olma Notları kitabından
En gariban insanın bile üzerinden reklam alabileceği ölü birkaç yakını veya kendi için kiraya verebileceği bir iki mezar taşı olan “ebeveyn ölüsü” vardır. Endüstrinin ve pazarlamanın sadece yaşamla sınırlı olduğunu kim söylemiş? Girişimci bir CEO için ölüm birçok kazanç fırsatı içeren oldukça kârlı bir sektör olabilir.
1 TL atınca dua okuyan “duamatik”, kâğıt para opsiyonu eklenince 50 TL’ye komple hatim indiren “hatimmatik” ya da her cuma rahmetli için Yasin okuyan “yasinmatik” gibi makinelerin yapılması, ileri görüşlü ve başarılı bir CEO’nun yıllık hedefini kolaylıkla tutturmasını sağlayacaktır.
Mezar taşları kolaylıkla birer baz istasyonu olarak kiralanabilir. Cenaze törenlerinde belli bir ücret karşılığı kiralanan “ağıt yakıcı kadınlar” sağduyulu halkımızın ta kadim çağlardan bugüne kadar getirdiği geleneksel bir “marketing” faaliyetiydi; ağıt birliği sağlamak, her kafadan keyfe göre ağıt çıkmasını engellemek, zaman ve kişiden tasarruf etmek için bunlar telekonferans yöntemiyle merkezileştirilebilir: “Teleağıt.” Merhumun kısa bir özgeçmişi ağıt fonu üzerine yüklendiğinde kişiye özel ağıt oluşturulabilir; basit bir düzenekle anında mezarı başına gönderilebilir. İleri görüşlü girişimci bir CEO için bir mezardan elde edilebilecek kazanç kalemlerini ne kadar saysak bitmez.
*
Örneğin ta cilalı taş devrinden kalma bir gelenek olan “mezar taşı”nın artık devri geçmedi mi ey ölü yakınları?
Tüplü televizyonlar bile artık tarih olmuşken, üzerine mezarcı tarafından kazınmış üç – beş sözcüğü sürekli okumaya mecbur muyuz? Neden mezar taşı yerine LCD ekran ya da TFT ekran “mezar ekranı” koymuyoruz?
Ekran korumaya alınmış bilgisayarlar gibi rahmetlinin künyesinin ekranda sürekli hareket ettiği, adının belirip belirip kaybolduğu, rengârenk ve hareketli mezar ekranları, mezar taşlarının yerini alsa fena mı olurdu? Alım gücüne göre HD ekran ya da fakirler için ekonomik LED’li mezar ekranları… Yine hareketli ya da sabit, görünüp kaybolan yazı seçenekleri ile tüm mezarlıklarda hizmete girebilirdi.
Bu ekranlara alınacak reklam gelirleri bile birkaç ay içinde mezar ekranlarını “amorti eder”di.
“Ölüsü bile para eder,” deyimi bir deyim olmaktan çıkmış, iktisadi bir gerçekliğe bürünmüştür. Allah herkese böyle ekonomik ölüm nasip etmeli. “Bizınıs mezarlar”da mezar ekranı 57 – 60 inçlik, “ultra bizınıs” ya da “iyice VİP” mezarlarda ise duruma göre daha büyük mezar ekranları kullanılabilir. Aile mezarlarında sinema kalitesinde sistemlerin olduğu yüksek çözünürlüklü dev ekranlar da seçenekler arasındadır. Her gelir düzeyinden katılımın sağlanması için, her bütçeye uygun fiyat ve ödeme seçenekleri elbette geniş yelpazede sunulacaktır.
Hiç masraf etmek istemeyenler için başlangıç paketi olarak “tüplü” ve hatta “siyah beyaz” mezar ekranları bile olmalıdır. Başarılı bir CEO pazarını iyi tanımalıdır. Başlangıç paketi ile yakınına tüplü mezar ekranı alan bir müşteri daha sonra daha üst paketlere geçmek isteyebilir ve hatta mezar ziyaretleri ile çakışan lig maçlarını izlemek için mezar ekranında lig TV’yi bile izlemek isteyebilir. Girişimci bir CEO, müşterilerinin böyle tuhaf isteklerine karşı da hazırlıklı olmalı, onlara seçenekler sunmalı, bu tür marjinal istekleri de geri çevirmemelidir.
Yıllık mezar ekranı paket antlaşmalarının yanı sıra, “yan mezar” kampanyalarıyla içeriği “Bu mezara 56 inç, yan mezara tüplü paket,” diye tanımlanabilecek 1+1 türünden çoklu paket seçenekleri ya da “birinci mezar ekranına ikincisi %50 indirimli” kampanyaları da talebe göre müşterilere sunulmalı ve sürümden kazanma yoluna gidilmelidir. Ne de olsa “Her canlı ölümü tadacaktır”.
*
Dijital mezar ekranları mezar taşlarının yerini almaya başladığında elektronik sektörü yepyeni ve umulmadık bir pazar bulmuş olacaktır.
Rahmetlinin iki yasal varisine verilecek uzaktan kumanda ile mezar ekranlarında gösterilecek içerik bizzat müşteriye de bırakılabilir.
Rahmetlinin hayatının dönüşümlü olarak yayınlanması de muhtemelen çok rağbet görecek bir uygulama olabilir. Erotik filmler de içeren “joy mezar” ve “mezerotik” paketleri, gösterilecek yerin mezarlık olması nedeniyle pek de alıcı bulamayabilir ama yine de pazarlamada ihtiyaç varsa arz da olmalıdır.
Bir diğer uç örnek, mezarın içini yirmi dört saat ekrana yansıtan “rahmetliyle 24” paketi olabilir.
Rahmetli gömülürken mezarın içine yerleştirilecek bir kamera ile yirmi dört saat “canlı yayın” -ya da buradaki özel durum nedeniyle “ölü yayın”- mezar ekranından yayınlanabilir. Rahmetlinin nasıl çürüdüğünü merak eden acılı ve meraklı yakınlar için çok uygun “rahmetliyle 24” paketi…
Girişimci bir ruh, bir mezarlığa baktığında mezarlar ve acılı insanlar değil, bu ve benzeri birçok fırsat görür. Bir girişimcinin mezarlığa baktığında ilkesi şudur:
Yüzeyini satamadığın mezar taşı, boşa duran bir taştan ibarettir. Sırtından para kazanamadığın bir ölü, resmen ölüdür.
—–
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Taylan Kara bu yazı düpedüz bilim kurgu film konusu olmuş. İster misiniz, bir senarist esinlenerek yazsın, gişe rekoru kırar, bir gecede hasılatı kapatıverir.
Taylan Kara Hocam, buraya tarihi not düşüyorum; yazınızdan esinlenerek senaryosu yazılırsa, ilk telif hakkı sizin!