Dolar 34,4807
Euro 36,4050
Altın 2.957,53
BİST 9.362,03
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Hafif Yağmurlu

Merhaba Sevgili X / Taylan Kara

19.01.2019
1.425
A+
A-
Merhaba Sevgili X / Taylan Kara

Yazar Mehmet Eroğlu’nun “ahlak ve özgürlük, deniz gibidir; yarım özgürlük, yarım ahlak diye bir şey olmaz” diye bir cümlesi vardı. Doğası gereği yarım olamayan bu kavramlara “muhalifliği” de ekleyebilirsin. Muhalefet, “part-time” yapılmaz.

Hem sistemin nimetlerinden faydalanıp hem de muhalif görünmek bir ahlaksızlıktır.

Edebiyat piyasasında kendine rol kapmaya çalışıp, edebiyatın iktidarlarıyla her türlü yakın ilişkiler içinde olup hem de muhaliflik taslamak gülünçtür. İsmini andığın yazar, Ayşe Kulin’e verip veriştirmiş. Peki elinden ödül almış olduğu Doğan Hızlan, sistemin edebiyatında Ayşe Kulin’den daha mı alt düzeyde yer alıyor? Sırf kendisine ödül verdi diye bunlara sessiz kalıp gözüne kestirdiğin birini eleştirmek etik midir?

Ayşe Kulin, edebiyat iktidarının “Eyüp ilçe başkanı” ise Doğan Hızlan “cumhurbaşkanı”dır. Ayşe Kulin kötü ama Orhan Kemal jürisi, yılda 16 kez jüri olmuş , Cumhurbaşkanlığı ödülü almış Doğan Hızlan iyi öyle mi?!!

Orhan Kemal Roman Ödülü 2014’te Hamdi Koç’a verildiğinde 10 dan fazla yazı yazdım. Bu sırada Orhan Kemal duyarlılığı olduğunu düşündüğüm birçok kişiye mail attım. Bunlardan birisi de ismini andığın yazardı. Yaptığı şey bu apaçık cinayet karşısında susmaktı. Sustu. Yokmuş gibi davrandı. Çünkü böylesine büyük kartelleri karşısına almak istemedi. İlişkilerini bozmak istemedi. Çünkü Orhan Kemal toplantılarına onu da çağırıyorlardı. Çünkü o odaklarla ilişkileri vardı. Resepsiyonlarına katılıyordu, sistem edebiyatından nemalanıyordu. Vatan kitap’tan Oda tv’ye, Radikal’den Birgün Gazetesi’ne, Cumhuriyet kitap’a kadar her yer ona açıktı.

http://www.insanbu.com/a_haber.php?nosu=1632

Bu yazı, tam da andığın yazar ve benzeri tutum alan insanlar için yazıldı.

Hesapçı bir insandan muhalif olmaz sevgili X. Hesapçı insanlar, “benim bundan ne kazancım-zararım olur?” diye işe başlayan insanlardan sosyalist olmaz. Sosyalist olmak her şeyden önce bir duruş, bir ahlaki konumlanıştır. Yalçın Küçük’ün deyimiyle “Marx, Lenin okumak falan değil, mahallenin kızı Neriman’ı taciz eden serserilerle dayak yiyeceğini bile bile kavga etmektir” sosyalizm. Öncelikle ahlaki bir konumdur; bilişsel formasyon, teori vs. hep ondan sonradır.

“Aman dayak yerim, bu işe bulaşmayayım” diyen insanı da anlarım. Ama bu insanlar kendini sosyalist diye yutturduğunda… İşte buna dayanamıyorum.

Hem sistemin tam ortasında, ödül kurumuyla, edebiyatın iktidarının her türlü odaklarıyla kol kola olup hem de iki Berkin twiti ile sosyalist olan, bir sürü çakma muhalif dolu bu ülke…

Sosyalist olmamak ayıp değil. Ama bu sahte muhaliflik ayakları midemi bulandırıyor.

Eğer bir insanın sosyalistlik iddiası varsa her şeyden önce vicdanı olmalı. En önemli ayırt ediciliği budur: vicdan. Diğer her şey bunun üzerine inşa edilir.

Vicdanımızın kabul etmediği şeyi yapmaya başladığımızda çürürüz. Bile bile bir haksızlık, bir hokkabazlık, bir torpil, bir sahtekarlık karşısında susarsak, sonradan söyleyeceğimiz sözlerimiz çürür. İnsan kadar kolay çürüyeni yoktur. İnsan bir kere çürümeye görsün, bir daha da iflah olmaz. Ve de çürüme çok keyifli bir iştir, getirisi boldur.

Vicdanımızın hep bizlerle olması dileğiyle.,,

Taylan Kara

ETİKETLER: , , ,
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.