KUYRUKSUZ NATÜRMORT | Necdet Arslan
Yazdığımız öyküler birbirine
hiç benzemiyorlar,birazcık değiştirsem
öykündüğümü söyleyecekler.
Olsun.
Acı kırağıyı patlıcan çalmazmış.
Zaten teklemeye başladı bu sıralar kalemim
Bir değişik teknik denemeliyim
Biraz ara
Yaşayamadığım sevdalardan dem vurarak
kendime filtre kahve kavurdum
……kar yağdı yağacak / Kış akşamları
buralarda durur durur
makyajını tazeler.
Kestiremedim nereye gitmiş olacağını
Birkaç olasılıktan biri
Ya ‘ ti…..’daysa
Yüzüm kızardı birden.
Daha önce de olmuş ve yüzünü camcı dükkanında
bir tümsek aynaya düşmüş halde görmüştüm.
Bozacılar geçerdi sokaklarımızdan
Yalandığını inkar ediyorsun sürekli
Ben de geleyim ,ben de geleyim seninle dedikçe
dişlerini sıkıyorsun.
İlk yıldızın siyah çarşafta
göründüğü an.
İlkin mengeneye sıkıştırıyorum
Söylemek istediklerimi
Sonra eğip büküyorum.
Soytarı tavşan…
Seni öteki yüzümle anlatmayı deneyeceğim
Yazdığım öyküler kadar sen de kendin gibi
olanlara benzeme sakın
Kasımpatı çiçekleri bir bir patlıyorlar bu sıralar
Daha üçyüzdoksansekiz gün varken
bastırdı birden yaz sıcakları
Tümsek aynaları ütüleyip düze çeviriyorum.
takip ettiğin sürece seni değil
gölgeni öperim…
Uzaklardan birisi bana durmadan el ediyor.
Önemli değil
Eskimiş gazeteleri katlayıp
helikopter yapıyorum.
yarım saatin içinde Ta(t)van’dan
hooop Arjantin’in başkenti Yeni Delhi’ye
Saçlarımı sola yatırmaya çalışıyorum.
gülme.
Zaten beyazları çoğaldı yüreğimin…
Bir dibe çöktüğünü görsem aha bu şiirimin
Bir dibe çöktüğünü görsem.
Biz şairler sizlere göre daha mı kötü yazıyormuşuz
öyküleri bayım
Ne yapacağım ben şimdi bu kadar hoşafı…
︵⁄