KIY/A/MET/İM | Ahmet Karbeş
Benim
ona verebileceğim
Çok şey vardı aslında…
Çocukluğumdan
miras
Sol yanım hep kan/ar/dı…
Soruyorum
sana hayat;
Her veda eden gitmiş,
Yaşanmadan üstelik
Bitmiş sayılır mı?
Hani;
“İnsan,
Anladığı ve anlaşıldığı
İnsanda çiçek açar” dı?
‘ya……,
Bütün
ağaçlar kuş açacaktı
Oysa…!
Ben
se
Rengarenk çiçeğe durup
Taptaze bir sürgün,
İkinci bir bahar sentezleyecektim senden…!
Neden
gittin benden
Neden?
O
“sessiz ses” anlatsın beni şimdi
Sana,
Dinle:
《Yoksulluğun
Gizli kasasında ki
O en büyük servetimi,
Yâni,
Şeffaf
Naif
Ve kırılğan yüreğimi
Bir an bile tereddüt etmeden
Söküp göğüs kafesimden
Bırakmıştım o öpülesi ellerine…
Yanın
da
Ya çok kıy/m/etim olacağını,
Ya da
Kıy/a/metim olacağını
Bile bile…
Teslimiyetli
ve gönüllü
Kendim düştüm
“Terkeden sen”in
Nar’ına…
Oysa
Aşmadık mı en başında;
Zor denklemin
Kanamalı
Kanrevan kırmızı sesini,
“Önemsiz” saydığın
Çelişkilerini?
Vakit;
“Ben gibi sevme” vaktiydi…
Bu
yüzden
Susturdum
Boğdum
Mantığın o bet sesini
Ve de kırdım
Uyuşmaz zamanların
Hain çarkını
İmkansızlıkları da
Zerrelerine kadar ufaltıp
Gururu ve
“Olmaz”ı içine katıp
Cam bir değirmen de öğüterek,
Üstelik
Hiç bir sinsi aceleye
Ve de ketenpereye getirmeyerek
Sabırla yoğurup
Şevkatle demleyerek
Cömertçe
Mertçe sundum sana
İç dedim, iç
İster şifa’i çay demine
İster kahveyi sef’a niyetine
Yeter ki
Sen yalnızca
Sev beni dedim,
Sev beni sevgince
Elinden geldiğince…
İnan
Sudan bile ucuzdu yav
Masum beklentim
Sevilmek niyetine,
Hepi topu
Bir yudum aşk maliyetine…
O
tuttu
En ucuzundan
Gitmeyi tercih etti
Bırakarak ardında hâyâlini
Vefasızlık suretin de…
Üstüne üstlük
Nasıl da kapıldı,
Unutacağımı sanma gafletine…
Gitti işte
Ardında bir enkaz bırakarak
Bir meçhûl’ü bedavaya
En kolay yol niyetine…
Gittiğin
o yakın uzaklardan ünle
Haydi söyle şimdi sevdiğim:
SÖYLE,
YOKMUSUN
YANİ;
Çırılçıplak soyunca
ÜMİTLERİMİ BENDEN,
“AYRILABİLDİM Mİ”
“Senden???…》
28:Nisan/03:MAYIS:2020