Kış Güneşi | Yılmaz Pirinççi
Buz kesen bir gün aydınlığı dışarıda
Üşümenin en güzel yanı ise sıcağına sarınmak
Kış güneşine gülümseyen göçebe bir çocuğum,
Yüzündeki o öpülesi aydınlık gibi düşüyorsun gözlerime
Seninle tamama eriyor her şey.
Son dokunuşu sen oluyorsun tanrının.
Hayal olmayacak kadar gerçektir bazı düşler.
Ve bir gerçeğe sığmayacak kadar kusursuz.
Gülüşünü sorsalar ancak bunu söyleyebilirim
Hani güneşin kar yüklü dağları alnından öptüğü zamanlar vardır.
Hani fırtına sonrası denizin taze bir gelin gibi yatağına serildiği
Dibe dalmış balıkların kıpır kıpır oynaştığı masmavi bir mutluluk
Yetim bir çocuğun saçlarına düşen o sevgi dokunuşu
O küçücük gözlere sığan dünyalar vardır ya
Bakışını sorsalar
Ancak bunu söyleyebilirim
Bahara gülümseyen bir badem çiçeğinin masumiyeti hangi beyazda var
Hangi çiçek ölümüne kokan bir papatyadan daha çok vurgun olabilir ki aşka
Yediveren bir sabır ve inadına bir yaşam azmi hangi çiçeğin yapraklarında
Seni sorsalar bana
Ancak bunu söyleyebilirim
Bir insanın ömrüne kaç mucize düşer ki
Kaç kez yıldızlar el ele tutuşup aynı dileğe vururlar ışıklarını.
Kime kısmet olur her gün bir yürekte yeniden doğmak
Sana aşık olmak deseler
Ancak bunu söyleyebilirim
Sen yüreğimin rızık kapısı…
Yılmaz Pirinççi
…