Kırmızı Mürekkep Bitti mi? | Bekir Yıldız
Okul ve iş ile alakamın olmadığı bir dönemde şuan kapanmış olan bir gazetede yazılar yazıp harçlığımı çıkarıyordum.
İşler başta iyi gidiyordu. Yazılar beğenildi, satışlar arttı. Doğruları açık ve net dille okumak, okuyucuların hoşuna gidiyordu.
Doğal olarak doğruları yazmanın bir cezası vardı. Yediği naneleri yazdığım yerel yöneticiler gazeteye telefon etmeye başladılar.
‘’Adam akıllı yazsın, size aylık şu kadar reklam parası ödüyorum,’’ diyorlardı.
Patronun sekreteri çaktırmadan söylüyordu bana konuşulanları. Mecbur söyleyecek, kıza şiir yazmışım. Hem de kâğıt kalemle, akıllı klavye ile değil.
Sonra patron, yazılarım konusunda bana birkaç uyarıda bulundu. Daha sonra ısmarlama yazılar yazmamı istedi. O, belediye başkanı adayını söyleyecek bende köşe yazılarında onu övecekmişim. Tek cümlelik bir istifa mektubu yazdım ve işten ayrıldım.
‘’Gazetenizde, kırmızı mürekkep bulunmadığı için istifa ediyorum.’’
Sekreter üzüldü, arka arkaya 2 Camel içti.
Gazetenin sahibi aslında iyi adamdı. Mektubu alınca beni aradı.
‘’Kardeşim yirmi çeşit mürekkep var gazetede, böyle istifamı olur, belli ki ayrılasın var, doğru söyle, başka gazeteyle anlaştın değil mi, kızmayacağım.‘’
Hiçbiri ile alakası olmadığını söyledim.
‘’Maddi konuda sıkışırsan burada bir ağabeyin var, unutma” dedi.
Dedim ya iyi insandı.
Aradan biraz zaman geçti. Kim olduğunu söylemeyeyim ayıp olur, Camel marka sigara içen bir bayan beni aradı. Patron gazeteyi kapatmış Almanya’ya gitmiş. Kâğıt sektörü ile ilgili bir iş kuracakmış.
Ülkeden gittiğini öğrenince üzüldüm ve ona istifa mektubumda yazdığım kırmızı mürekkep olayının nereden geldiğini anlatan bir mail gönderdim.
Olay şöyleydi;
Alman işçisinin biri Sibirya’da bir iş bulur.
Mektupların sansürcüler tarafından okunacağını bildiğinden arkadaşlarına şöyle
der: “Aramızda gizli bir haberleşme sistemi belirleyelim, “Benden
aldığınız mektup mavi mürekkeple yazılmışsa doğrudur, kırmızı mürekkeple
yazılmışsa yanlıştır.”
Bir ay sonra arkadaşları ilk mektubu alırlar, mektup mavi mürekkeple
yazılmıştır.
“Burada her şey harika, dükkânlar mal dolu. Yiyecek bol. Apartman daireleri geniş ve güzel ısınıyor. Sinemalar batının filmlerini gösteriyor. Kızlar çok güzel. Burada tek bulunmayan şey kırmızı mürekkep!
Şimdiki yalaka basına ve beceriksiz iliştirilmiş siyasetçilere baktıkça sokağa çıkıp, ‘’kırmızı mürekkep bitti mi?’’ diye bağırmak geliyor içimden.
Biz en sonunda Sohrab Sepehri’nin dediğini yapalım dostlar.
Siyasetçilerin yerine ağaç dikelim, en azından hava tazelensin. Korkuluk diye de basını dikeriz.
15.01.2019 Bekir Yıldız