Kabil’in ‘oral takıntıları’-Josef H. Kılçıksız
Gezegenimiz, hem abartılı et tüketimine vurgu yapmak açısından hem de Orwelci totaliter metafora gönderme olarak, devasa bir “hayvan çiftliği” ne dönüştü. Korkarım gezegenimizi insanın içinde uyuklayan Kabil’in, etçil alışkanlıklar ve yalan söyleme eğilimi bâbında, “oral takıntıları” mahvedecek.
xxx
C. Pavese’ye göre “Yaşama sanatı yalanlara inanmayı bilme sanatıdır.”. Gerçeklik toplumda artık rağbet görmüyor, duygulara ve inançlara dokunmuyor, çünkü amiyane tabirle “gerçekler acı”dır. Bu da politikacıların işine geliyor. Özellikle din, milliyet, militarizm gibi konularda yalan siyasetinin bu kadar karşılık bulması işte bu yüzdendir.
xxx
Yalan, anlam birliğinin bozulduğu yerde devreye girip öznenin sembolik düzenle kurduğu hayali ilişkiyi yeniden düzenliyor. Özne, sembolik düzenin gerçek tarafından bozguna uğratıldığı her anda bu düzenin yeniden restorasyonu için yalana başvuruyor.
xxx
Örneğin insanlar açlıktan, yoksulluktan intihar ederken ekonominin çok iyi olduğu söyleniyor ve bu yalan çok büyük bir tepkiyle karşılanmıyor. Bunun nedeni popülist yöneticilerin gerçekliği yok sayarak, kitleleri kendi gerçeğine mahkûm etmedeki becerileridir.
xxx
Yazı tüm bağlam ve içerikleriyle ArtıGerçek’te
https://artigercek.com/haberler/kabil-in-oral-takintilari-ve-ideolojik-bir-arac-olarak-yalan