İstanbul Gibiyim | Yilmaz Pirincci
Bu gece İstanbul gibiyim
İçim gürültülü
Gözlerim sağanak
insanlar
koşuşturuyor
Dört bir yanımda ölümcül telaşlar
Yağmur birikintileri, toz ve toprağın çamur olması
Yüzlerde yorgun kederler
Geniş zamanlara ertelenmiş sevda düşleri
Kanayan gizli sırların derin iç çekişleri içersinde
Bu gece İstanbul gibiyim
Ufuklarımda kızıl cehennemler.
Buz beyazı bulutlar
Otobüslerim hüzün taşıyor
İndir bindir sevdalara eşlik ediyor kısa mesafe minibüslerim
Göz açıp kapayana kadar unutuluyor herşey
Ölüler uzak tutuluyor güzergahlardan Yaşayanlar faili meçhul
infazlara tutuluyor
Bu gece İstanbul gibiyim
Dilencilerin verilmeyen sadakasında hayallerim
Okkalı bir küfür olup savruluyorum anason kokulu bir solukta
Sonra şerefine kırılıyorum bir bardağın kristallerinde
çok harbi bir gecenin sunağına yatırılıyor bedenim.
Bir bitirimin bıçağından damlıyor kanım.
Eşgali temize alınmış bir cellat deviriyor iskemleyi
Gazetelerdeki reklamlara değişiyor haberlerim
Bu gece İstanbul gibiyim
Bir sarhoşun kahkahasında kapanıyor gözlerim
Yılmaz Pirinççi
Şiir ve yorum Yılmaz Pirinççi