İlk yağmurlar düşerken | Yılmaz Pirinççi
Mevsimin ilk yağmurları düşmeye başladı gülüm
Nasıl güzel bir esinti göğsüme, yüzüme vuruyor.
Ve o an nasıl güzel özlüyorum bir bilsen
Kokunu, sıcağını.
Sıcacık çayın kekresine düştü yine özlemin
Sigaramın dumanına.
Hani biri sorsa, ahhh dediğim…
O sensin işte.
Daha kaç mevsim gözlerinin sıcağına hasret kalacak bilmiyorum
Daha kaç bahar saçlarının esintisini kıskanıp ağırdan alacak bilmiyorum.
Senin var olduğunu bilmek bile öyle güzel ki
Yatırıp düşleri gamzelerine gözlerinde kaybolmak öyle güzel ki…
Ahh gülümmm…
Yaralı kuşu yüreğimin,
Gönül tellerime düşen özlem türküsü….
Seni söylemek öyle güzel ki,
Yarınsız ve umutsuz bir aşk belki?
Belki kıyam vuslatı bir bekleyiş bizimkisi…
Belki hayat sadece sevmekten ibaret
Ne olursa olsun.
Sana yanmak öyle güzel ki.
Soğuyor havalar kurban olduğum.
İhmal etme ilaçlarını.
Dikkat et yediğine içtiğine.
Dışarı çıktığın zaman bir hırka bir kazak almayı unutma yanına.
Beni merak etme.
İçimde bu ateş varken hiç bir zemheri dokunmaz bana.
Alev alev yanıyor bak göğsüme düşen yağmurlar.
Yokluğun ömrümden götürse de, sana kavuşmanın hayali ömrüme ömür katıyor
Ne diyeyim gülüm.
Özledim diyecektim. Nereden nereye geldi söz.
Öpüyorum hasretinden
Bir de suyu kıskandıran sesinden..
…
Yılmaz Pirinççi
—