Huzura Kavuşmak İstiyorsan Unutacaksın | İbrahim Ülger
İnsanın problemli bir varlık olduğunu görmeden önümüzü göremeyiz. Bu gerçeği anlama yerine, insana dair yapılan her güzelleme onu uçurumdan uçuruma sürükler. Nitekim tam da yaşanan budur. Bir bebeğin doğuşundan gençlik dönemine kadar yaşadığı sayısız travma vardır. Anası tarafından baskılanır, babasından dayak yer, büyükleri tarafından aşağılanıp duran bir varlık geçmişe takılıp durdukça, kısır döngü içinde dolanıp durur.
Örneğin, çok dayak yemiştir, o geçmişin intikamını başkasını döverek atlatmaya çalıştıkça, daha da hırçın hale gelir. Yetim kalmıştır yalnızlık korkusuna kapılmıştır. Ekonomik olarak yoksulluk çekmiştir, tüm hayali bir gün zengin olmaktır. Bu hayalini gerçekleştirmek için, geçmişte kendisine yapılanın aynısını başkasına yapar. Aşağılanmıştır o sözde daha da yükselerek bunu aşacağını düşündükçe daha da çukurun içine yuvarlanır. Geçmişi unutmak: içine atmak, görmezlikten gelmek, yaşananları olmamış gibi bir tutum takınmak değil, aksine yaşanan acı hatıralarla yüzleşmektir.
Yaşananları bir tecrübe olarak görmek, acılara gülümsemesini bilmektir.
Sana yapılan en büyük zulmü unutamıyorsan zalim veya mağdur olmaktan başka yolun yoktur. Geçmişte yaşadığın yoksulluğu bir zenginlik göremiyorsan, sömürücü bir varlık olmanın ötesine geçemezsin.
Uç örnek vermek gerekirse, bir kadın tecavüzcüsüyle yüz yüze gelemiyor, onunla diyalog kuramıyorsa, işkence gören birisi işkencecisiyle yüzleşip çay içemiyorsa, o geçmişi yaşamaya veya tekrarlamaya müsait bir varlık olmanın ötesine geçemez. Bu kolay mıdır, elbette zordur, ancak geçmişin etkisinden kurtulamamak daha zor daha ağırdır.
Bütün bunları aşmanın tek yolu vardır, geçmişi tekrarlamak yerine, hedeflerine odaklanmak olmalıdır. Geçmişi unutmayan geleceği inşa edemez…