Hüznün Kısa Tarihi | Yelda Karataş
-Stephen Hawking’e derin saygımla…
Yavrum seni sevme gerçeğim kütle çekim yasası kadar evrensel değil. Bu gerçekliğe ay da şahit değil. Kadınım ben. Ulu orta söylersem seninle yatakta yaptıklarımızı bir ceviz orta yerinden çatlar.
Umuda açık yüreğim haklı olduğumu söylüyor. bir trenin son vagonunda zıplarken o pinpon topu. Ben ilk basamakta görüyorum aşkın görece hızını.
Zaman yokmuş başlangıçta. Aşk var mıydı bilinmez. Bazen elin kınasında solar sevdalar. Bu sevdanın yokluğu değil yoksunluğudur iki insan arasında bilinmez niçin
Dağdan gelen suların varlığına inanmalıydık.
İnanmalıydık varlığımızın değerine bir kara deliğin yanında ya da bir öküzün gözlerinde nasıl durduğumuza aldırmadan. Bir yaprağın sesini koparmadan rüzgârı değiştirebileceğimize inanmalıydık. İki ten bir araya gelince silindiğini hayatın yüzünden gölgelerin.
İnanmalıydık her gece şehvetle sevişmemizin değerine.
Eskiden hüznün denizle ilk karşılaşan bir dağlının yeşeren gözlerinde olduğuna inanırdım. Karadeniz’de büyüyen bir kız çocuğunun hep uzaktan izlediği köpüklere yaşlı elleriyle ilk dokunuşunu görmeden.
İnanmalıydık inandıklarımızın da değişebileceğine.
O nedenle bazen bahar bakıyor gözlerim. bazen çöl delisi ıpıslak. derin bir ırmak çağırıyor beni ve aşkın da çekim gücü artıyor. dudakların öpülmeye hazır bir dünya. biliyorsun. Gecesinden sabahına bir yaz boyu uyutmadım aşka dair ne varsa koynunda. iki nehir bir olduk denizin aylasında.
İnandım evrenin bir kokusu yok maviye sinen senin terinden başka.
Aslında ayrılık korkusu bu sonsuzluk dediğimiz. Gece
vakti çalması bir kapının. Bir dipçikle.
Göz bebeklerinin kırılması kaç yıl sonra ihaneti üryan. gençliğim sarılı o
topacı parçalaması bir elin. Sessizce. Şaşkın gözlerim. Kimseye diyemeden
yüreğime hep yağmur yağdığını. Ya da koca bir geminin battığını Atlantik’te.
‘Yaşadığımız yüz yıl’ diyor spiker. Yaşamadığımız yüz yıl varmış gibi. sonsuza dek sevilmeyi istiyor birileri. İnsan sonsuz kadar var mı sahi?
Yavrum, ben her şeye rağmen dilimle tadını çıkarmaya çalıştığım tenin kadar uzun olsun dileğindeyim her sevdanın.
O sevişmelerin kırık sonsuzluğunda hüznün kısa tarihini yaşamak mümkün.
Yelda Karataş
Uvercinka Haziran, 2019