Heyy Sen | Yılmaz Pirinççi
Her şey olur mu bir insan.
Dost, kardeş, sırdaş, arkadaş…
Adı Seniha ise olur elbet.
Kim yakıştırdı ise bu hüznü yüzüne
Yüreğinin iki yakası bir araya gelmesin iki cihanda
Heyy sen…
Kırmızılı kadın.
Hangi ağıtın ortasına düştün ki yüreğinden eksik olmuyor keder.
Hangi yasaklara dokundu gözlerin.
Hangi görülmezi gördün
Hangi bahtsız gelinin kuşağına değdi ellerin
Nasıl düştü gözlerine bu alaca karanlık
Bu matem sessizliği
Bu kimsenin değemediği yalnızlık kimden yadigâr…
Kan kırmızı bir muştuydu oysa gün aydınlığına kavuşan yüzün
Gülüşün bayram çocuklarının sevincini haykırırdı her yerde
Yağmur sonrası gökkuşağının renkleri hep sende
Ve hep öyle güzel kokardın ki
Çiçekler kıskanırdı.
Sahi ne oldu sana.
Ne oldu da karlı dağların gölgesi düştü bakışlarına
Hangi hain pusu’larda vuruldu ceylanların
Göğsünde büyüttüğün keklik yavrularını hangi avcılar çaldı senden.
Gülümse ne olur.
Yıkılmadım de inadına bile olsa.
Yıkılma.
Anka kuşunun tüyleri değil miydi ellerin
Savur küllerini bir çırpıda.
Yeniden doğ.
Yeniden yarat kendini.
Nar -çiçeği
Kan kırmızı bir aşk çal dudaklarına.
Sen kırmızı da daha güzelsin…
…
Yılmaz Pirinççi