ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Her Toprak Parçası Kendi Güneşi İle Isınır | İbrahim Uysal

10.06.2023
238
A+
A-
Her Toprak Parçası Kendi Güneşi İle Isınır | İbrahim Uysal

Doğa, ekoloji ve çevre ile ilgili onlarca şey söylenmiş ve yazılmıştır, ama hiç birinin ne işe yaradığı ya da yaramadığına siz karar verin.

Kumar Masalarındaki oyuncular gibi iktidarlar, kağıt değiştirir el yeniler gibi olur al gülüm ver gülümle olup biter.

İspanyol korsanlar bir gemiye binerler ve yeni keşfedilen Amerika’ya doğru yola çıkarlar. O zamanlar da bu gibi yolculuk, altı ay sürmekteydi.

Korsanlardan birisi sabah oturuyor kumar masasına, akşam kalkıyordu. Ama eline bir türlü pokerin en güçlü beşli serisi geliyor, fakat bir türlü KUPA serisi gelmiyordu. O da “rest” çekiyor ama elinde beşli sinek seri olmasına karşın, bir türlü kazanamıyor ve “canına tak ediyordu.”

Bir gün elinde beşli sinek seri varken, “rest çekiyor.”

Masadakiler gülüşerek, olmaz diyorlar. Hele kupa, maça, karo varken, oyunun en zayıf kağıt serisi “SİNEK ile ASLA!..”

Herkes elindeki kağıtları masaya açarken, elinde “sinek beşli serisi” olan korsan kağıtların üstüne bir de belindeki tabancayı koyuyor ve “rest” demeye devam ediyor.

Başta elinde kupa serisi olan korsan olmak üzere, oyundaki korsanlar şaşırıyor ama masa da kağıt serisinin üstünde silah olan, geçen sürede her oyunda kaybeden kızgın bir korsan var.

Herkes birbirinin yüzüne bakıyor ve “eee o zaman pes/pas” deyip oyundan çekiliyorlar.

Elinde sinek serisi olup masaya, tabanca koyan korsan, masadaki bütün paraları topluyor.

Sonrasında da kağıt serisi kupa değil, SİNEK olup, çıkıyor.

Bu öyküyü niçin anlattım?

Kişisel olarak tanıyanlar, tanıdıkları ve ortak bir şeyleri paylaştığımız için beni bilirler. Diğer dostlar ise yıllardır yazıp söylediklerimden benim “solcu- demokrat” bir kişi olduğumu, bürokrasinin içinde iken uzun yıllar kurucusu ve Başkanı olduğum Antalyalılar Derneğinde olduğumu, bu süreçte ve sonrasında, (hala) Antalya ve Antalyalılar için bir şeyler yaptığımı bilirler.

Her ne kadar pek dilendirmesem de CHP de dahil birçok farklı siyasi görüşü olan Antalyalı siyasetinde (Genel Başkanlık da yapmış) hayatında önemli roller oynadığımı bilenler bilir.

Hele hele CHP’nin yeniden açılmasından sonra, Genel Başkan Antalyalı Deniz Baykal’ın parti için projeler hazırlayın dediğinde, ben de ilk olarak bürokrasi içinden ve üniversite akademik camiasından arkadaşlar ile “YENİNCİ OK DÜŞÜNCE TOPLULUĞU”NU kurdum ve partiye sürekli bilgi notları ve projeler verdiğimi…

Şimdi gelelim çoğu dost, arkadaş ve CHP’li tanıdığın sen neden CHP’den MV adaylığı için başvuru yapmıyorsun soruna yanıta:

Öncelikle, 2011 Seçimlerinde Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve Sayın Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil aracılığı ile bana Antalya’dan Milletvekilliği teklif edildi. Teşekkür ederim.

Ancak, o dönem Deniz Baykal ve kaptan karşı çıkınca, Genel Merkezin ne yapalım sorusuna muhatap, dönemin Çankaya Belediye Başkanı Prof Dr Muzaffer Eryılmaz muhatap oldu. Bana “ne yapalım” diye sorduğunda, ben de “Anam beni MV ol diye doğurmadı” deyip konuyu kapattım.

Hala aynı düşünceyim.

Siz hiç bir iyiliğin karşılıksız kaldığını gördünüz mü?

Ben size bunların yanıtını Necati Siyahkan’ın isyan ettiği bir şiirin dizeleri vereyim:

“Yasamızda/ Akvaryumlu meyhanelerde/ Zümrüt yeşili gözlerine/ Türkü yakmak yok/ Biz çoktan erittik/ Yüreklerimizin çelik potasında/ Sütun bacaklı kızların/ Gözbebeklerini

Yasamızda/ Kilit vurulmuş/ Yasak kapıları/ Kırmak yok/ Açmak var/ Suları/ Gürül gürül/ Akıtmak var/ Ve tüm insanları/ İnsanca yaşatmak var.”

 

 

ibrahim uysal
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.