Her Gerçek Biraz Hayaldir / Aşkın Güngör
Burcu Arman / İyi Kitap
“Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar” diye biten masalların devamında ne olur? Ah evet, o tatlı masalların sonunda hep kötülüğün kaybettiğini ve iyiliğin kazandığını biliyorum. Ama ben “kahraman”lardan bahsediyorum. Yani Pamuk Prenses, Sindirella ya da Rapunzel’in; prensine kavuşmakla yetinip, hayatının sonuna dek sarayında oturup ona kavuşmuş olmanın huzuruyla yaşlanması mıdır gerçek mutlu son? Hadi ama!
Masalları hepimiz severiz fakat bu, “minik” değişimlerle belki daha iyi olamayacakları anlamına gelmiyor. Belki bu nedenle yeraltı edebiyatından Hollywood’a kadar herkes onları tekrar tekrar yazmaktan, farklı sonlar ve farklı yollarla yeniden canlandırmaktan kendini alamaz.
Elbette biz de masallarla büyüdük… Hayal gücümüze yön vermelerine izin verirken, gerçek dünyanın içinde kurguya saklanarak onlardan güç bulduk. Birçoğumuz, yolumuzu hâlâ hayallerin içinden buluyoruz. Ve kendi adıma itiraf etmeliyim ki bundan son derece memnunum!
Peki ya masalların zayıf noktaları? Ya bunları çocuklara anlatabilmek, yani onlar daha fazla büyümeden? Aşkın Güngör’ün çıkış noktası bu mudur bilmiyorum ama baştan sona tüm hikâyesinin seslendirdiği şey kesinlikle budur: Kadınlar, yalnızca prensin dikkatini çekerek, onunla evlenip sonsuza dek mutlu olamaz! Zira mutluluk böyle bir şey değil (ve o müthiş düğünden sonra nasıl bir hayatları olduğunu bile bilmiyoruz, ey yetişkinler). Gizemli Şeyler Dedektifi Bol Bel’in İnanılmaz Serüvenleri’nin üçüncüsü Pamuk Bol Bel ve Yedi Cüce tüm bunların etrafında dönen kitap.
Yalnızca çocukların acil durum çağrılarıyla ilgilenen Dedektif Bol Bel’in işi başından aşkın: konuşan sivilceler, uçan köpekler, gençleşen büyükannelerle birlikte susmayan telefonlar! En yakın dostu Bilge Kitap’la birlikte yoğun bir iş temposu var dedektifin. Sonsuz Genişleyen Oda ve olağanüstü nesnelerle başa çıkmak kolay bir şey değil elbette. Ve ona bir de sekreter gerek…
Dedektif, “gerçek” dünyada çocukların olağanüstü sorunlarıyla ilgilenirken masal diyarında tuhaf şeyler gerçekleşmeye başlar. Sihirli periler, sihir güçlerini kaybeder; Alis’in atlaması gereken delikten Pamuk Prenses düşer ve peşindeki avcı aslında bir kadındır; Külkedisi yanlışlıkla Kıl Kedisine dönüşür… Büyük beyaz bir ışık, tüm kahramanların hayatlarıyla oynarken, onların unutulmasına neden olmaya başlamıştır. Kısacası masallar bir bir yok olmaktadır! Peki ya bunu kim düzeltecek?
Kendi masalını, Kedi’nin de yardımıyla Pamuk Prenses yazabilir örneğin. Hani yanlışlıkla Alis’in yerine geçen. Üstelik hikâyenin başından beri kendine güveni en az olan… Kedi’nin cesaretlendirmesiyle güçlükleri yenecek, savaşçı ruhunu keşfedecek, hepsinden önemlisi kendine güvenmeyi ve yaptıklarının “kızların yapamayacağı” işler olmadığını anlayacak Pamuk Prenses. Yani “kız işi-erkek işi” diye bir şey olmadığını… Bu noktada bir es vermek gerek. Prensesi cesaretlendiren, Kedi’nin erkek olması, bu noktada “ama” etkisi yaratmıyor değil. Fakat kitabın yazarının erkek olduğu düşünüldüğünde, kendi adıma bunu bir özeleştiri olarak almayı tercih ettiğimi belirtmek isterim.
Güngör, çocukların bilinçaltına yavaş yavaş işlemektense adeta büyük harflerle zihinlerine girmeyi tercih etmiş. Her gün ayrı bir kulvarda savaştığımız cinsiyet ayrımcılığı gerçeğini düşündüğümüzde, kanımca yerinde bir seçim. Bu önemli mesaj, kadın kahramanların kendi yollarını bulmaları, kendi içlerindeki gücü keşfetmeleri ekseninde verilirken; kurgunun güzelliği hikâyenin temposunun hiç düşmemesini sağlıyor.
Aşkın Güngör’ün insanı bir anda tutup tüm maceranın içine dâhil eden bir kalemi var. Ve başarılı kurgusu da hikâyenin sonuna kadar bu heyecanı diri tutmayı başarıyor. Masallar dışındaki (dedektifin dünyasındaki) karakterlerin isimlerinden, olağanüstü nesnelere kadar ince düşünülmüş, keyifli ayrıntılarla dolu bir kitap. Bunca hayal gücü fırtınasının içinde, okuyucuyu bir anda gerçekliğe düşüren tek şey, “gerçek kişi” isimlerinin varlığı… Bol Bel’in, yazar Aytül Akal’la arkadaşlığı keyifli ama gerek var mıydı, dedirten bir detay.
Sonuç olarak heyecanlı bir dedektiflik hikâyesi var elimizde. Neresinden bakarsanız bakın, bu üstünlük savaşının hüküm sürdüğü bir karmaşa değil. Herkesin kendi yolunu seçme konusundaki özgürlüğünün ve bunun savaşının hikâyesi! İyilerin olması için kötülerin de olması gerek; evet, dünya bu denge üzerine kurulu. Ama neyin iyi neyin kötü; neyin savaşmaya değer neyin olmadığının kararını özgür bireylerin verebileceğini anlatan bir hikâye. Ve evet gerekirse hikâyenin yolunu da sonunu da ve hatta gerçek dünyayı da değiştirebilirsiniz! Kadın ya da erkek olmanız fark etmez yalnızca isteyecek özgüveninizin olması yeter. Tabii bu arada hayal kurmaktan asla vazgeçmemek gerek. Zira Bol Bel’in de söylediği gibi “her gerçek biraz hayaldir.”
Gizemli Şeyler Dedektifi Bol Bel’in İnanılmaz Serüvenleri 3
Pamuk Bol Bel ve Yedi Cüce
Aşkın Güngör
Resimleyen: Gökçe Akgül
Tudem Yayınları, 264 sayfa
Burcu Arman / İyi Kitap, Haziran 2016 / 31 Mayıs 2016