ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu Dr. Halit Suiçmez’in konuşmacı olduğu “Depremin Ekonomipolitiği” konulu konferans düzenledi | Müslüm Kabadayı

08.05.2023
302
A+
A-
Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu Dr. Halit Suiçmez’in konuşmacı olduğu “Depremin Ekonomipolitiği” konulu konferans düzenledi | Müslüm Kabadayı

Türkiye’de 10 İl’in Sosyo-Ekonomik Gelişmesi ve Türkiye’nin İşgücü Verimliliği | Dr.Halit Suiçmez

 Türkiye’de beş yıllık kalkınma planları yapılmaktadır. Bu planlarda bazı temel hedefler ortaya konulmaktadır.  Ülkenin ve toplumun genel kalkınmasının yanı sıra bu hedeflere bağlı olarak  bölgelerin, il ve ilçelerin, yörelerin de “dengeli gelişmesi” hedeflenmektedir. Bu hedeflere varabilmek için de, illerin sosyo –ekonomik değişmelerinin ortaya konulması amaçlanmaktadır. Bu çalışmalarda amaç; kamusal ve özel kaynakların doğru yönlendirilmesine ilişkin politikaların belirlenmesine katkı vermektir. Planlarda, bölgelerarası bütünleşme, sosyal ve ekonomik dengelerin sağlanması, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, fırsat eşitliği, kültürel gelişme ve katılımcılık ilkelerinin esas alınacağı vurgulanmaktadır. Gelişme kavramı sadece sayısal büyüme hızı ile değil, bunun yanısıra ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel çok sayıda değişkeni de içeren kapsamlı bir toplumsal çerçevede ele alınmaktadır.81 ilin kapsandığı DPT araştırmalarında; sosyal (demografik, istihdam, eğitim, sağlık, altyapı, diğer refah) ve ekonomik (imalat, inşaat, tarım, mali) alanlardan seçilen 58 değişken içermektedir.  Aşağıda kaynakçaları belirtilen araştırmada, birbiriyle bağımlı olan değişkenlerin kullanılmasına imkân veren ve gelişmiş bir istatistik tekniği olan temel bileşenler analizi uygulandığı belirtilmektedir.

Tablo 1; İllerin 81 İl İçinde Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması   

2003                                   2017

Gaziantep                                      19                                       30

Kahramanmaraş                           44                                       58

Adana                                               8                                       27

Adıyaman                                      60                                       66

Hatay                                              27                                       39

Diyarbakır                                      58                                       68

Urfa                                                 63                                       73

Kilis                                                  54                                       62

Osmaniye                                       47                                       54 

Malatya                                          39                                       44   

Kaynak; DPT, “İllerin Sosyo-ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”,

Yayın No: DPT 2671, Mayıs, 2003 ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,

“İllerin ve Bölgelerin Sosyo Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması”,

Sege 2017Yukarıdaki Tablo 1’e baktığımızda; 2003 yılından 2017 yılına 10 ilin sosyo-ekonomik gelişme sıralamasında gerileme olduğu gözlenmektedir.

Yukarıdaki tabloda da izlendiği gibi, 2003’ten 2017’ye iller düzeyinde “gerileme” yaşanırken, diğer yandan da Türkiye 2005’ten 2012’ye “üretkenlik” endeksinde önemli bir düşüş kaydetmiştir. Verimlilik değişkeni ülkelerin hem makro sorunlarının çözümünde hem de toplumsal kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesinde belirleyici unsurlardan biridir. Çünkü sanayide  çalışan kişi başına düşen katma değeri ölçmekte ve ülkelerin karşılaştırılmasında en önemli  değişkenlerden birini oluşturmaktadır.

Tablo 2’ye baktığımızda;

İşgücü verimliliği sıralamasında Türkiye 121 ülke içerisinde 2005  yılında 36. sırada iken, 2012 de 43. sıraya düşmüştür.

2005-2012 döneminde düzenli bir düşüş eğilimi yaşanmıştır.

Bu durumun iki sebepten kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir.

Birincisi  2008-2009  yıllarında  yaşanan küresel ekonomik kriz, ikincisi de  bu  krize  bağlı  olarak,  dünya  piyasalarından  Türkiye’ye  gelen  sabit  sermaye yatırımlarındaki  azalmalardır.

Bu  nedenlerden  dolayı  2011  yılından  sonra  Türkiye’de büyüme hızı önemli ölçüde düşmüştür.

Tablo 2; Türkiye’nin 121 ülke içinde İşgücü Verimliliği Sıralaması

     2005       2006      2007     2008    2009    2010     2011     2012

Sıra;     36           37          39          39         40        40         42          43

Kaynak; Dr. Dursun Balkan, Dr. Halit  Suiçmez, Türkiye ve Dünyada İşgücü Verimliliğinin Karşılaştırmalı Analizi, Verimlilik Dergisi, 2017/1, s.23

Yukarıda belirtilen araştırmalarda da ortaya konulduğu gibi, ülkemizin bir bölgesinde yer alan 10 ilimizin sosyo-ekonomik gelişme endeksinde bir düşüş gerçekleşmiş, yine 2005-2012 döneminde ülke genelindeki emek üretkenliğinde küresel sıralamada belirli ölçüde bir gerileme yaşanmıştır.

Bu sorunları aşmak ve ülke potansiyelini geliştirmek için; başta insani varlıklarımızı tam ve doğru değerlendirmek, doğal, parasal, mekansal, toplumsal  kaynaklarımızı üretken alanlara yönlendirmek şarttır.

Bunun için de genel planlama ve üretkenlik kavramlarının öncülüğünde toplumsal katılımı güçlendirerek çalışmak çok önemli olacaktır.

Yazar Müslüm Kabadayı: Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu, 6 Mayıs günü Ankara’da Dr. Halit Suiçmez’in konuşmacı olduğu “Depremin Ekonomipolitiği” konulu konferans düzenledi.

Açış konuşmasını yapan Dönem Sözcüsü Müslüm Kabadayı, “6 ve 20 Şubat depremlerinin yarattığı büyük yıkımın yaralarını dayanışmayla sarma konusunda Demokratik Kitle Örgütleri öncülüğünde önemli çalışmalar yapıldı.

Hatay Kültür Sanat Edebiyat Platformu olarak depremzedelerin ihtiyaç duydukları gıda, araç-gereç konusundaki yardımlarımız yanında çocukların ve gençlerin içün kitap, kırtasiye, oyuncak ve eğitim materyallerine ağırlık verdik. Antakya’da kurduğumuz İlkay Efe-Alaattin Keleş Çadırkütüphanesi’nde eğitim yanında sanatsal ve edebi faaliyetlere başladık. Depremzedelerin hukuki hakları konusunda hukukçu dostlarımızla destek vermeye de çalışıyoruz. Bu konuda Avukat İbrahim Göçmen’e çok teşekkür ediyoruz.

Konferansımızda, Dr. Halit Suiçmez arkadaşımız, depremin fiziki ve toplumsal yıkımının bu denli ağır olmasının ekonomik ve politik nedenlerini bilimsel temelde ortaya koydu.

Bu konferanstan, katılımcıların katkı ve önerilerini de alarak, yapılması gerekenlerle ilgili bir program çıkarmayı hedefliyoruz. Zaten 14-15 Nisan’da Hatay’a yaptığımız ziyaret, görüşme ve gözlemlerden hareketle hazırladığımız raporu ilgili kuruluşlara vermeye başladık.

Rapordaki saptama ve önerilerimizin takipçisi olacağız.” dedi.

Bu raporun ve basın açıklamasının hazırlanmasında emeği geçen Doç. Dr. Kemal Dil’e, Eğitimci-Yazar Hatice Topçu Şap’a, Eğitimci-Yazar Sadık Güvenç’e, Şair-Yazar Selami Karabulut’a, Eğitimci-Yazar Cevat Bayrak’a, Şair-Yazar Leyla Karataş’ a teşekkür belgeleri verildi.

 

 

 

 

 

 

Müslüm Kabadayı
Müslüm Kabadayı
Ömrün Altmışında | Müslüm Kabadayı 1960 restorasyonunda doğduğumda Hatay Kışlak’ta Köyümüz yurtsever kafalarla koşuyormuş aydınlığa O dönemde bırakmış babam ocak söndüren kumarı Anam derdi, senin gözlerin verdirdi ona bu kararı Elimde kitapla çobanlık yapardım, Keldağlıydı suyum Bir kamyonla ilk kez Amanoslar’ı aştığımda altıydı yaşım Ve Misis tarlalarında çalışırken pamuk çalısı kadardı boyum On birimde Düldül Dağı’ndan sızan kanımdı Sabunçayı Düziçi İlköğretmen Okulu’nda bilgi çiçeklerimi suladı On altımda öğretmenlik hakkım için çıktım boykota MC’nin sürgün okuyla fırlatıldım Çanakkale Boğazı’na Büyük kavga suları dar boğazlardan süzüldüm On sekizimde Ankara’da DTCF’ye yazıldım Yirmi ikimde “Mamak Üniversitesi” zindanına atıldım Kaybettiğimde elli yedisindeydi ayağı kesik babam İğnenin deliğinden Hindistan’ı görürdü, şekere yenildi tamam Elim iş, aklım güç tuttuğundan beri yüklerim hep ağırlaştı 12 Eylül zulmüyle ülkem kararırken, vicdanlar sağırlaştı Gölbaşı’nda başladım teknik işe yirmi beşimde, işim çizim ölçüm Yirmi altımda “Yoğunluk Sanat Kitabı”nda yer aldı ilk öyküm Yirmi yedi yaşımda atandım çok istediğim öğretmenliğe Üç ay sonra gbt’yle atıldım teknik ressamlık mesleğime Acılar ve zordan süzüldü balım, özümü bağladım hilesiz alın terime Ülkemde ilk kez gbt’yi çöpe attırdım, mahkemede bir yaz tatilinde Trabzon’da tiyatroya giderek, şeytanın bacağını kırdık öğrencilerimle O yıl sevdalandım bir Laz kızına, kar teptim saatlerce ona kavuşmak için Meydanlarda keskinleştirdim sınıf bilincimi, karanlıkla savaşmak için Polatlı Tahtaköprü’de, yeni evli küçük kardeşimizi toprakladı elektrik Gök ekinimiz biçildiğinde harlanan acımızla hepimiz şekere kesildik Sürgün yediğimde Maçka deresine, kentli ve dağlı dostlar kazandım Kuzeyhaber, Hamsi ve Kıyı’da kalemi yüreğime batırıp yazandım Hayatın uzun sokaklarında yürüdüm, mücadele estetiğinden aldım haz Otuz ikimde baba oldum, kucağıma verildiğinde çonamız İlkyaz Esmer bakışlı gözünün ışığında, hiç sönmeyecek gibi duruyordu faz Otuz üçümde yerleştik, Asi’nin meltemiyle nefeslenen Antakya’ya Burada savaş açtım, sendika başkanlığımla olağanüstü kuşatmaya Otuz beşimde İnsancıl dergisi temsilciliğiyle şahlandırdık sanatı Eski ve yeni kuşak yoldaşça buluştuk, bozuldu paranın saltanatı Akrepler, ekmek teknemde kuyruk salladılar durmadan Yüreğim daralsa da aştım engelleri, beynimi burmadan Hiç yüksünmedim, eskiyeni yıkıp ileri olanı kurmaktan Otuz sekizimde Subaşılı öğrenci cıvıltısına karıştı sesim Kırkımda eşimden vurdular yüreğime, sandım kesildi nefesim Kırılsam da sardım yaralarımı, kopmadım hiç kızımdan Ne geldiyse başıma, sınıfa sınıf savaşımındaki hızımdan Aynı yıl gördüm emperyalizmin çöplüğünü New York’ta Yedi candık, uygarlıklar beşiği Antakya’yı çoğaltmakta Anamızı verdiğimizde toprağa kırk birimdeydim bahar yeli esiyordu Doğa dışımızda yeşerirken, anasızlık testere olup içimizi kesiyordu Damar damar işleyip toprağımızı, dişe diş dirençle çevirdim çarkımı “Hatay Bibliyografyası”na ekledim “Amik’ten Amanos’a Alkım”ı Kardeşleştik “Karadeniz Karşılaştırmalı Sözlük Denemesi”yle salkımı Amik dergisinde dostlarla harmanladık, yerelle evrenselin biderini Düşünmedik hiçbir zaman, halkamızı çoğaltan emeğin giderini Kırk ikimde komşu halkla sınırları kaldırdım, Şam’a giderek Ortak damarları buldum her adımda, Arvad Adası buna bir örnek Palmira’da onurlandım, Zenobya kafa tutarken Roma’ya Basitburnu’nda selam durdum, kadim dost Cebel-i Akra’ya Kırk bin yıllık aşka kavuştum, Aşkdeniz’den çıktığımda Üçağızlı Mağara’ya Bir kurda zengin Arap dilinin eşiğini adımladım, Besime öğretmenle Beyrut ve Amman ışıklandırdı Adonis’i, yanımdaki çevirmenle Kırk üçümde ikinci kez sevdalandım, Divriğili bir kıza Bir ömür sığdırdık, sönük Ankara’da koşarken bir yaza Kırk altımda “Yoğunluk”ta dirilttim yirmi yıl önceki sanat kitabını Kırk yedimde “Suriye Günlüğü”nde sordum düşmanlıkların hesabını Kırk dokuzumda “Hataylı İki Aşık”ta verdim ozanların imgelerinden Sevdanın harını, ayrılık ve ölümün soğukluğunu dilin belinden Her dönemin devinimi, ivme kattı yürek ve beynime Yıllar sonra onun için döndüm öğrencilik kentime Pişmanlık hiçbir zaman uğramadı gergefli semtime Harlamayı sürdürdüm partide, sendika ve dergilerde üretkenlik ateşimi İlkyaz’ımızla Avrupa’dan döndüğümüzde, burada yitirdim ikinci eşimi En verimli ellili yaşlarımda, sevdalım oldu bir Kürt kızı Çatışmalı ve fışkırmalı diyalektik, oya’ladı bilincimdeki hızı Her taşa vurulduğumda bilendim, hayatı yeniden kurmaya Marifet yüklendik yürekten, başladı Bağlaç dergimiz filize durmaya Hata ve yanlıştan arınmak için başvururum kendimi sorgulamaya Arka arkaya Aşkar abimi, Mustafa canımı, Sabahat ablamı aldı ölüm Elli üçümde “Salkım Saçak Keldağ”la fışkırdı, sularından ilk öyküm Art arda sökün etti kitaplı öykülerim “Közlü Yürekler”, “Dirilten Duyunçlar” “Çölüngelini”nde küllerinden doğdu Zenobya, “Kaplan Ali”yi sevdi dağlılar Elli üçümde Taksim’de Gezi Kitaplığına bağışladım kitaplarımızı Haziran direnişinde embriyolanan Diren’imiz, doldurdu kucaklarımızı Evin’imiz ikiledi kardeşliği, Devrim Stadyumu’nda katıldı İlkyaz’ın mezuniyetine Kuşakların atardamarlarını, ben’lerinde imgeleştirsinler dilerim genişleyen evrene Gezdim, sezdim, eylemledim ve yazdım, mutluyum yaptıklarımdan Altmışımda kronikliğimle koronaya yakalanmadım, umutluyum yarından Sevda’yla yarattık “Avrupa’nın Yüzleri”ni, memnunum can dostlarımdan Ömür bu, çizik-yazık-keşkeyle değil, insanlar yeniden (t)üreterek paylaşsın Bir gün toprağa düştüğümüzde, ışıklı çocuklarımız meşalemizi taşısın…
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.