Hangi iklime | Mehmet Mahir Eynihan
Yol_Tüketirsin böyle …
Hani-Nerde
Hangi mevsim de …
Açacak’ mı kollarını
Aşk_Sığınağın ,
Haydi söyle …
Korku sarmışken
Dağları değil yürekleri,
Ne oldu yarınlar …
Ayaza’ mı kaldı
Vurgun’ mu yedi
Leylim-Sevdâlar ,
Leylim_Gece de ..
Şimdi ler de
Hangi koyak da,
Hangi otâğ kurulur …
Hangi Çerâğ Işıtır fecri
Hangi ocakda
Hangi od yandırır da,
Isıtır benliğini …
Kurt-Düşürmeden şüpheye
Hangi hekim
El_Atar …
Azar-Azar
Azala-Azala
O Derine-Sarmış ,
Otanmaz-Yaraya…
Hangi Eyrekte_Eyleşir
Ah hangi umudun ,
Şahlanmış küheylânı ….
Ah böyle azıtmış’ ken
Mahzun-Yürek de
Dinmez_Sızılar ın ,
Acep yine Ilgınırmı …
Ah (Ya_Dost )
Ya Yakası-Açılmadık,
Sözler gibi …
Ya
Dar gelirse ,
Cepken yenine …
Çecikleri
Düğmeleri kopar,
En fazla …
Lâkin yazık’ ki
Olmayacak gayri
Hiç bir şey ,
Eskisi gibi …
Ah
Mahfazasına isyanda…
Suskun
Kalacaktır hep …
Kendi-Menevişinde gülen
O Koltuk_Altı,
Saldırmaları…
Elbette
Eyreti_Maskeler..
Yalancı baharlar’ da
Sahte_Sevdaların
Arsız-Yüzüne ,
Yapışacaktır nasılsa …
Altına
Atılan
Sahte imzalar …
Ve
Belirsizken
O müphem ,
Hulûl_ü vâdeler …
Ah
Kim_Bilir kim,
Kimler’ dir hâmili…
Ve
Kim’ lere olur
Olacaktır ,
Emr_ü havâle …
Ah
Ya_ Dost ,
Elbette hükümsüzdür…
Sahte_Sevgilerin
Sahte senetle
Varlığını İspât ,
Mümkün değil …
……………..”””
Mehmet Mahir Eynihan