Haftanın Kitabı | Ateşten Gömlek | Halide Edip Adıvar
YAYIN EVİ: ATLAS YAYIN EVİ
BASIMYILI: 1982
ANA TEMASI:
İzmir’in işgali üzerine şehri kurtarmaya amaçlayan milli mücadele hareketlerinin hedeflerine nasıl ulaştığını anlatıyor.
KİTABIN ÖZETİ:
İzmir’in işgalinde Yunanlıların, kocasını ve oğlunu öldürmeleri üzerine önce İstanbul’a gelen ve sahip olduğu Türklük şuuru ve mücadele azmiyle İstanbullu gençlerin bilinçlenmesini sağlayan Ayşe’nin uyandırdığı heyecana kapılan subaylar Anadolu’ya geçerler. Çeteler düşmanla savaşmaktadır. Bu savaşta Ayşe hasta bakıcı Peyami ise çeviricidir.
Ayşe kendisini seven ve evlenme teklif eden İhsan’a cevabını ancak İzmir alındıktan sonra vereceğini söyler. Peyami ise sevgisini Ayşe’ye açıklayamamaktadır. Cephede İhsan şehit düşer, Ayşe de ileri hatlar giderek orada can verir. Peyami ise kafasına aldığı kurşunla hastahanede ölür.
Peyami’nin ölümünden sonra doktorlar Peyami’nin notlarını araştırarak Ayşe adında birisinin kolorduda görev yapmadığını ve İhsan isminde birinin de alay komutanı olmadığını fark etmişlerdir.
OLAYLAR
Peyami: İzmir’in işgali sırasında cephede çevirici olarak görev yapar. dışişleri memurudur. Ayşe’yi çok sever. Aynı zamanda çok duygusal bir kişiliğe sahiptir.
Ayşe: Savaş zamanında cephede hasta bakıcılık yapar. İzmir’in işgalinde milli mücadele ruhu içinde halkı bilinçlendirmeye çalışır. Çok hırslı, çekici ve hoş bir bayandır.
İhsan: Bir subaydır. Sakarya savaşında şehit düşmüştür. Ayşe’yi çok sever ve onunla evlenmek ister.
GÖRÜŞLER
Kitap dil bakımından yalındır. Yabancı kelimelere fazla yer verilmemiştir, akıcı bir dille yazılmıştır. Bu romanda hem tarih hem de aşk konuları ustalıkla ele alınmıştır. Esrarengizliklerle dolu her an diğer sayfasında ne olacakmış düşüncesiyle okunacak bir kitap. Sonunda da yine okuyucuya yorum imkanı bırakarak bu özelliğini göstermiştir.
KİTABIN YAZAR HAKKINDA BİLGİ:
Meşrutiyet ve cumhuriyet devirlerinin tanınmış edebiyatçılarındandır. Kitap okumaya küçük yaşta başlayan Halide Edip ilk önce Tanin gazetesinde yazmaya başlamış ve daha sonraları birçok gazetede roman, makale, sohbet ve hikaye türlerinde eserler vermiştir. İlk romanlarında ferdi aşk temasını işlemiş, daha sonra belgeseldi ve sosyal romanlara önem vermiştir.
Başlıca romanları: Sinekli Bakkal, Vurun Kahpeye, Kalp Ağrısı, Handan ve Ateşten Gömlektir.
Başlıca hikayeleri: Dağa Çıkan Kurt, İzmir’den Bursa’ya, Harap Mabetler.
Hatıra, tiyatro, çeviri ve fikir eserleri de vardır.
Haftanın Kitabı, Memleket Hikâyeleri ,Refik Halit Karay,
Türü: Hikaye
–
Karakterler: Emine: Yatık Emine; Hasip Efendi: Sus Payı; Agâh Bey: Şeftali Bahçeleri; Hacı Mustafa: Mustafa: Koca Öküz; Suphi: Kuvvete Karşı; Asım: Cer Hocası; Feridun: Garip Bir Hediye; Hayrullah Efendi: Bir Saldırı; Ayşe: Ayşe’nin Yazgısı
ÖZET
Yatık Emine hikâyesinde kötü yola düşmüş Emine isimli bir kadının dramı anlatılır. Yaşadığı hayat nedeniyle çevresinde istenmeyen kişi olan Emine’nin sürgünlerle ve aşağılanmalarla geçen hayatı soğuktan ve açlıktan ölmesiyle son bulur.
Sus Payı’nda Hidayet Bey isimli birinin fabrikasında çalışan Hasip Efendi’nin, kötü çalışma koşullarını protesto etmesi ancak patronun yaptığı zamla susması anlatılır.
Şeftali Bahçeleri’nde Anadolu’da hiçbir iş yapmayan, gününü gün eden memurların durumundan rahatsız olan Âgâh Bey’in bir süre sonra onlara benzemesi işlenir.
Koca Öküz’de Hacı Mustafa’nın satın aldığı öküzü yerinden kımıldatamaması ama aynı öküzün kesilmeye götürülürken birden canlanması hikâye edilir.
Kuvvete Karşı’da İstanbul’da görevli Amerikan denizcilerinin Suphi isimli bir gencin kız arkadaşına sataşmaları üzerine Suphi’nin önce bir şey yapmaması ama daha sonra geri dönerek onurunu kurtarmak istemesi fakat feci şekilde dövülmesi anlatılır.
Cer Hocası hikâyesinde Mülkiye mezunu Asım’ın işsiz kalması nedeniyle İstanbul’un dışındaki köyleri dolaşarak geçici hocalık yapması anlatılır.
Garip Bir Hediye’de Feridun isimli bir gence hayatını kurtardığı bir Yahudi’nin hediye ettiği bir tıraş fırçasının önce değersiz zannedilmesi ama daha sonra sapından iki değerli taşın çıkması hikâye edilir.
Bir Saldırı’da savaştan dönen bir adamın açlık ve yoksullukla pençeleşmesi yüzünden Hayrullah Efendi adlı bir adamı yalnızca bir ekmek parası için gasp etmesi, onun bu durumunu öğrenen Hayrullah Efendi’nin adama yardım göndermesi işlenir.
Ayşe’nin Yazgısı’nda annesi ile yalnız yaşayan Ayşe isimli kızın onların bu çaresizliği ve yalnızlığından yararlanmak isteyenlerle mücadelesi, bu uğurda bir kişiyi öldürmesi ancak sonunda kötü yazgısına teslim olması anlatılır.
Kitapta bunların dışında Vehbi Efendi’nin Kuşkusu, Sarı Bal, Boz Eşek, Şaka, Küs Ömer, Komşunun Namusu ve Yılda Bir isimli hikâyeler de vardır. Memleket Hikâyeleri, Anadolu’yu gerçekçi gözlemlerle anlatan ilk hikâye kitabı olarak edebiyat tarihimizde önemli bir yere sahiptir.
Haftanın Kitabı, Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali,
1907-1948 yılları arasında yaşamıştır. İstanbul İlköğretmen Okulu’nu bitirmiştir. Yükseköğrenimini Almanya’da yapmıştır. Türk Edebiyatında Toplumsal Gerçekçilik akımının önde gelen sanatçılarındandır. Özellikle hikâye alanında başarılı eserler vermiştir. Eserlerinin Ana Temasınu, köy ve köylünün hayatı, büyük şehirlerdeki fakir insanların problemleri, hapishanede gözlemlediği olaylar oluşturmaktadır. Dağlar ve Rüzgâr, Ses, Kağnı, Değirmen, Yeni Dünya başlıca eserleridir.
Kuyucaklı Yusuf kitabı, 1937’de yayınlanan roman, Türk edebiyatında öncü bir role sahiptir. Roman, Türkiye’nin o döneme kadar ifade edilmemiş problemlerini dile getirmektedir. Kuyucaklı Yusuf’a kadar Türk romanının ana Ana Teması Batılılaşma problemidir. Kuyucaklı Yusuf’la ezilen köylü ve toplumsal yapının aksayan yönleri ilk defa içerden bir gözle ele alınmıştır.
Karakterler:
Yusuf: Kimsesiz, fakir bir halk çocuğudur. Küçük yaşlarda ailesini kaybetmiştir. Sert, haşin, insanlara çok güvenmeyen, cesur bir kişidir. Muazzez’i sevmektedir.
Muazzez: Kaymakamın kızı, Yusuf’un karısıdır. Kendi hâlinde, iyi niyetli, sade bir kişidir.
Kaymakam: Muazzez’in babasıdır. Ailesine düşkün, samimi, sevecen, babayiğit, şefkatli, merhametli bir kişidir.
Şahende Hanım: Romanda kötülüğü simgeler. Kaymakamın karısıdır. Kin, nefret dolu, kötü yürekli, ahlaksız bir kadındır.
Şakir: Kasabanın külhanbeyidir. Her dediğini yaptıran, kabadayı, ahlaksız, kötü bir karakteri vardır.
ÖZET
Yusuf, Kuyucak’ta doğmuştur. Bir gün, köylerini haydutlar basmış, bütün ailesini öldürmüştür. Daha çocuk yaşta olan Yusuf bu olaydan sonra kimsesiz kalakalmıştır. Kazanın iyi yürekli kaymakamı köyde tek başına sefil hâlde kalan Yusuf’a acımış, onu evlat edinmiştir. Bundan sonra Yusuf’a herkes doğduğu yerden ötürü Kuyucaklı Yusuf demeye başlamıştır.
Kaymakam, Yusuf’a babalık yapmaktadır. Kaymakam’ın Yusuf’tan az küçük Muazzez adında bir kızı vardır. Muazzez ve Yusuf kardeş gibi büyümeye başlarlar. İkisi aynı okulda o- kumaya başlar. Yusuf oldukça zekidir. Fakat küçük yaşta yaşadığı olumsuz tecrübeler, dış etkiler onu dış dünyaya karşı sert, acımasız yapmıştır. Bu yüzden okuyamaz. Bir yandan da kaymakamın eşi Şahende Hanım, Yusuf’a üvey annelik yapmakta, onu hiç sevmemekte, fırsat buldukça onu hırpala¬maktadır. Bu ruh hâli içinde Yusuf büyür, yetişkin bir insan olur.
Yusuf büyüdükçe Muazzez’e karşı derin hisler beslemeye başlar. Muazzez onun üzerine titrediği bir varlık olur. Muazzez’i bütün kötülüklerden korumaya çalışır. Şahende Hanım’a hiç güvenmemekte, onun kızına dahi kötülük yapabileceğini düşünmektedir.
Yusuf ve Muazzez bir gün bayram yerine giderler. Kasa¬banın külhanbeyi, hovardalığıyla ün salmış Şakir, Yusuf’un yanında Muazzez’e laf atar, ona sarkıntılık yapmaya kalkar. Bunun üzerine Yusuf onu oracıkta döver.
Şakir, bunu hiç unutmaz. Çok zengin olan Muazzez’i elde etmeyi kafasına koyar, çünkü her dediği olmuştur şimdiye kadar. Bir düzen kurar. Muazzez’in babası kaymakamla kumara oturur, onu borca sokar. Borcuna karşılık Muazzez’i ister ondan. Kaymakam mecburen kabul etmek zorunda kalır.
Bunu öğrenen Yusuf, bakkala gider. Kaymakamın borçlandığı parayı bakkaldan alır ve Şakir’e öder. Muazzez, bu sefer de bakkalla evlenmek zorundadır. Düğün günü, Muazzez’i elde etmeyi kafasına koymuş olan Şakir, kaza süsü vererek bakkalı öldürür. Çok güçlü olduğu için ceza almaktan da kurtulur. Muazzez’in ailesine şantaj, baskı yoluyla Muazzez’i ver¬melerini söyler.
Bütün bu gelişmeler olurken Yusuf içten içe Muazzez’i çok sevmektedir. Fakat fakir olduğu ve Şahende Hanım onu sevmediği için duygularını hiç dile getiremez. Sadece Muazzez’i kötülüklerden korumaya çalışır. Bir gün, Muazzez, Yusuf’a açılır. Onu çok sevdiğini itiraf eder. Yusuf çok şaşırır. Asla ümit edemeyeceği hayali gerçek olmuştur.
Şahende Hanım, bu durumu öğrenir. O, Yusuf’la evlendirmektense kızını zengin Şakir’le evlendirmeyi tercih etmektedir. Kızını Şakir’le buluşmaya zorlar. Bunun üzerine Yusuf ve Muazzez komşu köylerden birine kaçar ve orada nikâhlanırlar.
Şahende Hanım, bunu hiç affedemez. İçi intikam arzu¬suyla dolmuştur. Kaymakam ise çok memnundur. Kendi elin¬de büyüyen Yusuf’un kızma iyi bakacağından emindir. Kaymakam, onlara yardım da eder. Damadına iş verir, evlerinin kurulmasına yardım eder.
Bir gün, kaymakam kalp krizi geçirir ve ölür. Yusuf’la Muazzez’in çok mutlu giden evlilikleri bunun üzerine gölgelenir. Onlara kol kanat geren kaymakam ölünce, Şahende Ha¬nım ve Şakir içlerinde büyüttükleri kini kusmaya başlarlar. Yusuf’u gezici köy tahsildarlığına verdirirler.
Yeni kaymakam da Şakir ve Şahende’nin elinde bir maşadır. Yusuf gidince, Şahende evini içki ve eğlence merkezi yapar. Kızını da intikam hırsından dolayı fuhuşa iter. Olay her yerde duyulur. Dedikodu Yusuf’un da kulağına gelince Yusuf köye döner.
Yusuf, köye gelince feci durumu gözleriyle görür. Karısı kötü emellere alet olmaktadır. Şahende’yi, Şakir’i ve Kayma¬kam’ı öldürür. Karısı da ağır yaralanır. Karısını alıp şehrin dışına gider fakat karısı da ölür. Karısını bir çukura gömdükten sonra ortadan kaybolur.
Kitap Özetleri, Zambak Yayınları