Günün Kitabı | Mesnevî | Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî
Kitap değerlendirme yazarı: Ali İhsan Dilmen
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin altı ciltlik Farsça eseri. Mesnevî, doğu klasik edebiyatında, uyakça müstakil beyitlerinin, ikişer mısrası kafiyeli olan bir nazım türüdür ve muhtelif şairlerin neşrettikleri birer “Mesnevî” vardır.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî yaşadığı çağdan bu güne mesajını iletmektedir. O ölmüştür, ama eserleri hala yaşamakta insanlık âlemine katkı sunmaktadır. Birçoğumuzun onun sözlerinden, şiirlerinden, hikâyelerinden etkilendiği, gündelik hayatımızda istifade ettiği aşikâr.
Mesnevi Doğu klasiklerindendir
Mesnevi içeriğiyle ama az ama çok hayatımızda var ve birçok konuda esin kaynağımız.
Modern dünyanın insanı haddinden fazla yücelttiği adeta “Sen, sen, sen!” diye şımarttığı, hatta ilahlaşma konumuna yükselttiği günümüz dünyasının aksine Mevlana bize “Olgun başaklar gibi olmayı, ben demekten, kendini yüceltmekten” vazgeçmemizi fısıldamaktadır.
Fısıldamaktadır diyorum, zira Mevlana’ya yakışan üslup budur.
O edep içinde davranmayı, muhatabına hikmetli sözle ve söylemek istediğini bir hikâye ile anlatmayı, kıyas yaparak pekiştirmeyi tercih etmiştir.
Kitaptan Alıntılar
“Şimdi o sert sesin hikâyesini dinle!
O talihli o sesle yerinden hareket etmedi.
‘Niçin korkayım? Bu, bayram davulu gibidir. Davul korksun darbe ona geldi’ dedi.
Ey kalpleri bulunmayan boş davullar!
Can bayramından kısmetiniz, sopa darbesi oldu.
Kıyamet bayram oldu, dinsizler davul.
Biz bayram yapanlar gibiyiz, gül gibi gülüyoruz.
Şimdi dinle! Bu davul nasıl seslendi?
Talih yemeği kazanı nasıl pişiyor?
O görmüş adam davulu işitince, ‘Gönlüm bayram davulundan nasıl korkar?’dedi.
Kendi kendine dedi:’Gönül, dikkat et! Titreme; bundan kesin inancı olmayan kötü gönüllülerin canı öldü. Benim Haydar gibi ülke kazanmam ya da bedenimi kaybetmem zamanı geldi.'”
(Mesnevi 1.Cild.)