ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Günün Hikayesi | Vayloğ Dede | Yazar Nuri Kaymaz

11.01.2023
1.943
A+
A-
Günün Hikayesi | Vayloğ Dede | Yazar Nuri Kaymaz

Vayloğ Dede Malatya’nın Hekimhan’a bağlı Mezirme Köyü vardır. Şimdiki adı Ballıkaya…Şirin mi şirin bir köy…

Ovacık yaylasına eş bir havası ve suyu vardır. Ovacık Yaylasına uzaklığı da 10 km. kadar.

O köyde, 1895-1971 yılları arasında yaşayan Mustafa adında dokuz yaşında bir çocuk vardır. Ailesi fakir ve perişandır.

Fırat Nehri kenarındaki Eğribük Köyü ise zengin bir köydür.

Bir gün bir ağa Eğribük’ten Mezirme’ye gelir.

‘’Kuzuları için bir çocuk çoban aradığını’’ söyler.

Sonra küçük Mustafa’yı çoban olarak alır ve ailesi ile anlaşırlar.

Ağa Mustafa’yı alır ve atının terkisine koyar. Doğruca Eğribük’e giderler.

Mustafa yad ellere çıkmış, bir kuzu çobanıdır artık.

Vayloğ Dede ile ilgili anlatılanlar şöyledir:

Bir gün kuzular vaktinden önce eve gelirler, ancak bir terslik vardır. Kuzular gelmiş aama Küçük Mustafa ve bir de kuzu ortalıkta yoktur. Ağa telaşlanır ve atına bindiği gibi Küçük Mustafa’nın kuzu yaydığı meraya doğru gider, dolaşır.  Yaklaşınca yakaran bir ses duyar ve sese doğru yürür.

Küçük Mustafa bir çalının dibinde cansız yatan bir kuzuya sarılmış olarak bulur.

‘’Vay loo…’’ Diyerek ağlamakta ve her ‘’Vayloo’’ deyişinde de iki eli ile dizlerini dövmektedir.

Ağa ‘’Bu ne haldir. Mustafa?’’ der.

Küçük Mustafa ‘’Ağam kuzu öldü, ona can veriyorum.’’ der.

Ağa sinirlenir. ‘’Gel Mustafa at’ın terkisine bin, o kuzu bir daha canlanmaz.’’ der.

Mustafa Ağa’nın istediğini ret eder.

‘’Sen git Ağam, ben güneş batmadan kuzuyu alıp gelirim.’’ der.

Ağa çocuğu kıramaz.

‘’Peki Mustafa, ama Güneş batmadan evde ol‘’ der ve eve döner.

Güneş batmadan Küçük Mustafa cansız kuzuya can katarak eve gelir.

Ağa gördükleri karşısında şok olur ve biraz korkar. O gece sabaha kadar, uyuyamaz. Sabah olunca, kuzulara başkasını gönderir. Mustafa’ya banyo yaptırır. Yeni elbiseler giydirir. Bir senelik hakkını bir kese içinde cebine koyar. Atının terkisine atlayarak yola koyulurlar. Bir müddet sonda Mustafa’nın köyüne varır. Doğruca Mustafa’nın ailesinin evine gider oturur.

‘’Mustafa’nın ölen kuzuyu canlandırdı. Gözlerimle gördüm ve yaşadım. Ben bu çocuktan korkuyorum. Hakkını da cebine koydum. Ne olur beni mazur görün‘’ diyerek helallık alır, helallık verir ve evine geri döner.

Bu olaydan sonra Küçük Mustafa’nın adı VAYLO olarak kalır.

Yaşanan, görülen ve duyulan olay böyledir.

Vaylo Dede Türkmendir.  Alevi Dede soyundandır. Soyu serecesi bellidir, belgelidir. İran Şahı, Şah İsmail ile akrabadır. Dileyenler, onun tasdikli serecesine de ulaşabilirler.

Bendeniz Mehmet Ali Çabuk. Onunla ilgili anım anlatayım.

1964 yılında evimizin kapısında çocuk arkadaşımla oynarken, kapımızdan geçti. Köyde sesler duyuldu. ’Vaylo Dede geçiyor’’ dendi. Tam da kapımızdan geçerken göz göze geldik. Bana saniyelerce baktı. O bakışı hala taptaze bugün gibi anımsıyorum. O bakış o kadar etkileyici idi. Ötesini açıklayayım.

Bir gece vakti Denizli’nin bir ücra köyünden bir kadın gördüğü rüyanın şoku ile uyanır ve eşini derhal uyandırır.

‘’Herif, kalk bir rüya gördüm,’’ der.

Uyanan kocası sinirlenir.

‘’Yarın anlatsan olmaz mıydı’’ der.

Kadın, ‘’Bu rüya başka rüya’’ der.

Okuma yazma bilmeyen, 12 senedir hiç çocuğu olmayan kadın, anlatmaya başlar.

‘’Malatya ve Hekimhan varmış. Hekimhan’da, Mezirme Köyü varmış. O köyde Vaylo Dede diye bir mübarek varmış. İşte, o zatı rüyamda gördüm. Yarın hiç vakit kaybetmeden Vaylo Dede’yi ziyarete gideceğiz,’’ der.

Kocası, Malatya, Hekimhan, Mezirme, Vaylo Dede kelimelerini bir kağıda yazıp uyumuş. Ertesi günü ilçeye gider. Malatya ve Hekimhan’ı herkes bilir ama Mezirme ve Vaylo Dede’yi kimse bilemez. Malatyalı bir memur bulur. Ona ulaşmak için uğraşırlar. Sonunda Mezirme diye bir köy ve o köyde de yaşayan VAYLO Dede’nin var olduğunu da öğrenirler.

Bir meraktır başlar.

Kadın ve kocası akşam olunca evlerine döner.

Karısına, “yıkanalım, temizlenelim, yarın Mezirme’ye yolcuyuz, der.

Ertesi gün ise tren ile yola çıkarlar ve günler sonra Hekiman’ın tren istasyonunda inerler. Kadın sağa sola bakarken kocasına seslenir, ‘’İşte rüyamda gördüğüm zat bu!’’ deyip Vaylo Dede’yi işaret eder. Karı koca koşarak elini öperler.

Vaylo Dede, ‘’Ama çok geç kaldınız. 6 saattir sizi bekliyorum, der.

Vaylo Dede misafir Kadını atına bindirir. Kendileri de yaya Mezirme’ye varırlar.

O akşam köy halkı toplanır. Konu açılır. Herkes bir şeyler söyler. En son sıra Vaylo Dedeye gelir. ‘

’Dokuz ay sonra bir oğlunuz doğacak, Adını MUSTAFA koyacaksınız. Doğumdan 12 ay sonrada benim yanıma getireceksinizi Kivreside ben olacağım,’’ der.

Tam 9+12=21 Ay sonra Denizlili Aile Vaylo Dedeyi ziyaret için yine yola koyulurlar. Bu kez yanlarında oğulları Mustafa ile Mezirme Köyü’ne gelirler.

Vaylo Dede, bir efsane değildir.

Şimdi yaşayan insanların birçoğu Vaylo Dede’nin onlarca benzer anı ve olayına tanık olduğunu anlatırlar.

Duymak değil, okumak değil, masal değil, tarih değil; her şeyi böyle yaşanmıştır.

Bir dönemin başbakanlarından olan Mesut Yılmaz, VAYLO DEDE’nin heykelinin açılışını yapmıştı.

2009 yılında iki kurban ile Köylümü alarak Vaylo Dede Türbesini ziyarete gittim.

Vaylo Dede‘nin Oğlu ve gelini ile üçlü özel bir sohbetimiz oldu.

Sohbet sırasında gelini sordu;

‘’1964 yılında sen onu gördüğünde, o seni gördü mü?’’ diye sordu.

Ona, evet beni gördüğünü söyledim.

‘’Peki, sana sıkıcandan baktı mı?’’ diye sordu.

‘’Evet’’ dedim.

Bir ara Vaylo Dede’nin oğluna sordum;

“Hakka yürümesi son anı nasıl oldu, anlatabilir misin?”

Oğlu: “O gün komşularda oturuyordum. Haber geldi. Babam beni arıyormuş.

Hemen eve vardım.

‘’Bugün Saat 15:00 Sıralarında Öleceğim. Çabuk, tüm Köylüye haber ver. Evleri, tek tek dolaşarak haber ver. İki tane de kısır davar kesin. Yemekler hazırlayın. Tüm köylülerim bana misafir,” dedi.

Baba, “etme eyleme. Ben bunu nasıl yapabilirim? İşin ucunda rezil olmak da var,’’ dedim. Kızdı, söylendi. Bunun üzerine ev ev dolaşarak babamın öleceğini, sizleri eve çağırdı diyerek babamın söylediklerini anlattım.

Eve döndüğümde ona, ‘’Herkesi haberdar ettiğimi’’ söyledim.

‘’Mezarcıları gönder, beni yarına bırakma,‘’ dedi.

Mezarcıları da gönderdim. Köyü derin bir sessizlik aldı. Köy evimize akın etti. Herkes tamamlanınca bir saatlik bir konuşma yaptı. Yemek yendi, dua etti ve dediği gibi son nefesini vererek Hakka yürüdü.

ÖNEMLİ NOT: O günü görenler daha hayattalar. 1971 tarihinde Ballıkaya Köyü’nde 76 yaşında vefat eden Vayloğ Dede Orta mezarlığa defnedilir. Vaylo Dede’nin türbesini, sadece Aleviler değil Sünniler de ziyaret eder.

Vayloğ Dede’nin yamanına tanık olan isimler

Mehmet Ali çabuk; Tarih, 06.09.2015

Seyyid Büklü Dede candan alıntıdır.

Muhammet karakaş Dededen alıntıdır.

 

Vaylo Dedeye ve tüm erenlere aşk ile eyvallah canlar aşk ile saygılarımla.

Derleyen: Nuri kaymaz

 

Kaynakçalar:

Malatyalı Ozanlar

Cumhuriyet gazetesi | Mart 1998

Anadolu Ozanlar | Mayıs 1999 Varlık Dergisi

Aleviler dedeleri ve türküler Antoloji 1979 Kitabından

 

 

Terzi Nuri Kaymaz
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.