Günün Hikayesi | Ama söz vermiştik | Moris Levi
Genç bir çift evlendikten hemen sonra çıktıkları balayında nasıl oldu ise bir aksilik çıkmış ve 10 günlük planladıkları seyahatlerinin beşinci günü dönmek zorunda kalmışlar. Hevesi kursağında kalan genç gelin geri dönüş yolunda eşine dönüp demiş ki; “Bak biz daha balayında sayılırız, senden rica ediyorum, lütfen evimize döndüğümüzde 5 gün daha kapımızı kimseye açmayalım ve planladığımız balayının kalan günlerini başbaşa evimizde geçirelim. Kim gelirse gelsin kapıyı açmak yok! Tamam mı?” Eşinin söylediklerinde bir mahsur görmeyen delikanlı da söz vermiş .
Evlerinde sürdürdükleri balayının daha ikinci gününde bir akşamüstü çalan kapının sesi ile irkilmişler. Genç kadın daha kim geldiğini bilmeden “Kapıyı açmak yok ! Söz vermiştin.” diye bağırmış. “Peki tamam.” demiş genç damat ama perdeyi aralayarak da kimin geldiğine bakmadan edememiş. Bir de ne görsün? Bir yerlerden genç çiftin geri döndüğünü duyan damadın anne ve babası ziyarete gelmemişler mi? Genç çocuk eşine “Annem babam gelmişler ne yapacağız ?” diye sormuş . Gelin hemen parlamış. “Kim olursa olsun, bana söz vermiştin, kapıyı açmak yok” diye bağırmış Genç adam eşini üzmemek için sessizce kenara çekilmiş. Bir süre sonra da zavallı anne ve baba kapıyı çalmaktan usanıp gitmişler.
Aradan bir kaç saat geçmiş ister misiniz ki kapı bir daha çalmış. Gelin de hemen yerinden fırlamış “Açmak yok, kim olursa olsun söz vermiştin !” demiş. “Tamam, tamam” diye yanıtlamış damat ama yine perdeyi hafifçe sıyırıp bakınca da bu sefer gelinin anne ve babasının geldiğini görmüş ve; “Tamam açmayacağım tabi ki. Bu sefer de senin annen baban gelmişler” demiş.
Buz gibi bir hava esmiş. Bunu duyan genç gelin pencereye koşmuş bir süre anne babasına bakmış, sonra da gözyaşlarını kendiliğinden önce sessizce için için dökmeye ve de çok geçmeden hıçkırarak ağlamaya başlamış. Damat tabi ne yapacağını şaşırmış ve kekeleyerek “Ama sen bana söylemiştin ki…” diyecek olmuş ağlama yüksek sesle bağırarak oluvermiş. Bir yandan da hıçkırıklar arasında zor anlaşılabilir bir sesle “Evet, söylemiştim ama babam beni çok özlemiştir… ” sözleri duyulunca da damat önce “Ama söz vermiştik….” diye mırıldanmış sonra da çaresiz kapıyı açmış.
Gel zaman git zaman çiftin bir oğlan çocukları olmuş ve ailece çok sevinmişler. İşleri düzelen genç adam eşine istediğini bildiği bir takıyı doğum hediyesi olarak almış. İki yıl geçmeden bir ikinci oğlan da aileye gelince bu sefer de çiçeklerle gelmiş hastaneye. Sonra seneler geçmiş ve kadın bu sefer bir kız çocuk doğurmuş. O zaman eşi ona çok değerli takılar almış ve bütün aile için muhteşem bir ziyafet tertiplemiş. Kadın şaşkınlıkla kocasına sormuş; “Sana iki oğlan verdim bu kadar tezahürat yapmadın. Kız için bu kadar da sevinmen niye?”
Adam şişinerek şöyle demiş; “Tabi ki az bile! Sevinmem mi? Bir gün kapıda kaldığımda beni içeri alacak olan odur .