Güneşin Yağdığı Şehir | Selahattin Utkun
Oyyy Antep
Yani gül dalım
Sevdana geldim.
Sancısız günlerimin dağı
Yani ateş tenlim
Gök gözlüm
Elli üç yıllık aşkıma geldim.
Yüreğine gül takmaya
On bin yıllık tarihini öpmeye geldim.
Ah güneşin yağdığı şehir
Seni bir şiir gibi içmeye
Kızıl güllerini sarmaya geldim.
Yüreğindeki denizlere girmeye
Gönül kıyılarına değmeye
Ateş rüzgarlarlarında yanmaya geldim.
Düztepe’de yoksul yüreklerle ısınmaya
Nakıp Ali’ de Yılmaz Güney’i izlemeye
Ömrümün sevdasına sığmaya geldim.
Yüreğimde çırpınan halleriyle
Nazlı nazlı akan Merziman Çayı’nda
Alleben Deresi’nde
Deniz yeşili Kavaklık’ta
Beyaz yeşil renklerle kalmaya geldim.
Aşka düşer gibi usulca
Maarif”e çıkmalıyım önce
Sonra istasyon Caddesi’ne inmeliyim.
Karagöz’de de aklım kalmasın.
Kulağımda Antep türküleri var
“Ala Gözlerini Sevdiğim Dilber”
“Anama Söyleyin Damda Yatmasın.”
En kuytu yerleri hala aydınlık
Gülleri yüreğimde dururken
Sarıgüllük’te bin defa ölmeye geldim.
Ülkü Tamer’i dinlemeye
Her geceye şiirler gibi düşmeye
Yıldızları bir bir toplamaya geldim.
Ah yürek sözüm
Iki gözüm.
Kucağımda milyon karanfil
Sakçagöz’ünde
Arap Dağı’nda
Nurdağı’nda
Ve Antep Kalesi’nde
Sevda bayrağını açmaya geldim.
Hiç solmayan duru günlerde
Mesela Yeşilsu’da
Dülük’ te
Kızıl bardaklar içinde kaynaşıp
Serin sularından içmeye geldım.
Nizip’ten çıktım yola
Dua gibi uzanan zeytin ağaçlarına
Fıstık ağaçlarına yaslandım.
Ve pembe havasına
Serin sularına
Mayhoş narlarına koşup
Oguzeli’nde
Yavuzeli’nde yatmaya geldim.
Toroslardan inen güneşli bir yolda
Bin dokuz yüz altmış dokuzda
Islahiye Fevzipaşa’da
Aydınlık romanların sahibi
Fakir Baykurt’la konuşmaya
Kömürler’de
Ve Gözlühöyük’te
Göçebe kuşlar gibi dolaşmaya geldim.
İçimde sıcacık anılar hala başkaldırır.
Hoşgör’de
Binevler’de
Güneşli yolların arasında evler
Bütün kapıları insanlığa açık
O kapıdan usulca geçip
Huzurla kalmaya geldim.
Oyyyy Barak
Yani içimin canı.
Hani Dedemoğlu
” Bölük bölük oldu yüklendi göçler
Aşırdılar bizi karlı dağlara” demiş ya
Içim titredi.
Yani yüreğime kan gibi düşen
Ciğerime soluk gibi yapışan
Közlenmiş ateş gibi savrulan
Uzun havalarla tutuşmaya geldim.
Ahhh Antep
Türkülerin şehri.
Yani üstüme yağmur gibi yağan şehir.
Yalnızlığın mor sularında eridim.
Kaya diplerinde kalmış gül gibiyim
Sevdanla ıslanmaya geldim.
SELAHATTİN UTKUN