Günce | Şükran Uçkaç Yargı
Düğün dansı öğreten kurslar varmış.
Şimdilerde, kimse bilmiyor artık şöyle güzel bir çiftetelli, fidayda, harmandalı, çaydaçıra, mavilim, çekirge, İğdeli gelin filan oynamayı.
Eskiden de olurdu başka kültürlerin tüm dünyayı etkileyen ve saran dansları düğünlerde, tüm dünyayı kasıp kavuran Tvist’i unutmadık. Ama bir tadı kararı vardı.
Yahu artık ne düğünler düğün, ne kınalar kına. Düğün organizasyoncusu denen çetelerin eline geçmiş herşey.
Ne o öyle dumanların içinden atlaya zıplaya çıkan dar ve kısa paçalı çorapsız damatlar.
Dudakları ördek gagası denli botokslu, çipil gözleri fırça gibi takma kirpikli komik işaretler yapan kombinezon giymiş gelinler.
Hele o bol cıstaklı cıstaklı, yanyana oturan kişileri bile birbirine iki kelime ettirmeyen kulakları sağır eden yüksek volümlü mizikler yok mu? İfrit.
İfrit olunası bir komedi. Üstelik de bi kucak para veriliyor o komedilerin sergilendiği salonlara.
Yazık çok yazık. ‘Artık yüksek yüksek tepelere’ ev yapılmıyor zati, otuz katlı oldu evler.
‘Aşrı aşrı memleketlere’ kız da verilse, dokuz tutam kızların dili, fırın küreği gibi her yere uzanıyor.
İşte bu yüzden yurt da kurulmuyor yuva da.
Bi duyduk evlenmişler, bi duyduk hoppp ayrılmışlar.
Oysa bu ülkeyi yalnız ve yalnız aile mefhumuydu ayakta tutan.
Şükran Uçkaç Yargı
…