Gülmek ne kadar eski |Ayşe Dağlıoğlu
gül hadi” diyordu, açan güneşe bakıp.
Oysa;
Gülünce alabora oluyor dudak kenarları, bir bir enkazın üstüne basar gibi oluyordu.
Gülünce camlara parmak uçları ile çizilmiş isimler ve o isimlerin kocaman yalnız resimleri kalıyordu çiçekli perdede.
Ne sessiz gürültüsüz bir aşk işte.
Ne bilsin çocukluk var bende.
Orhan gelip uğradı az önce, gülüyorlarmış, ama gülmeyi öyle bir tarif etti ki:
“Yolda yürürken
Kendi kendime güldüğümü fark edip
İnsanların beni deli zannedeceklerini düşünüp
Gülüyorum.”
Dedi.
Yok yok dedim var bunda bir iş
Çocukluk iyiymiş.
Güçlü kadınmışım.
Kendine terk edilmiş kadın güçlü görünmek değil güçlü olmak zorunda kalır.
Tüm sahneleri bilen kadın için senaryolar zaten önceden okunmuş hayattır.
” uyu hadi” dedi.
Başka yol yok uyuyalım.